Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

İsterseniz Profesör Olun

295. dönem. İlini söylemeyeyim; çünkü o görevi yapan 5 kişi vardık.

Paşanın yeğeni kısa dönem mi yoksa asteğmen mi olarak askerlik yapacak karar versin diye, ona taburu gezdirip anlatması için Amerika'da master yapan birini seçtik. Neymiş, imkanlara göre karar verecekmiş. Sonra elbette paşa yakınlarından şehit çıkmaz.

Şu anda paşa olan birinin kendi kullanımı için yaptırdığı çim sahanın 3 asteğmen nöbetini tuttuk, tam 9 ay boyunca, ayda 11 defa, 24 saat.

Husky cinsi köpeklere bakan erlere komutanlık yaptık. Paşanın bir yüzbaşıya "bu köpekler havlayarak bir işe yarıyor, sen ne işe yarıyorsun" demesine ve bir Binbaşıya ana-avrat küfür etmesi üzerine Binbaşının istifasına şahit olduk.

Bir üsteğmenin, aralarında yardımcı doçentlerin bulunduğu tabura "hepiniz benim için hiçsiniz isterseniz profesör olun" hakaretlerine maruz kaldık.

Dışarda baklavanın porsiyonu en kötü 5-6 lira iken Antep'ten getirilen baklavacı erlerin yaptığı 6 dilim baklavayı orduevinde 0,25 liraya yedik. Bizim 3 TL'ye aldığımız yemekleri en baba yiyici bile zorlanarak bitirirdi. (Belki yememeliydik Allah affetsin).

İsimsiz, bize ulaşan subay

Zİyaretçİ Sayısı