Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Paşaların Paşa Gönülleri Olsun

Askerlikte paşaların paşa gönülleri olsun diye ilginç faaliyetlere katılan çok insan vardır. Ben de ilginç işler yaptım. Mesela Büyükanıt 1. Ordu komutanıyken askerlik yaptığım tugaya gelecekti. Her yer güzelce temizlendi parlatıldı. Ben de yaptım. 32 yaşında kamuda çalışan yüksek lisanslı bir kısa dönem erbaş olarak, çocuklar ne yapıyorsa aynısını yaptım. Büyükanıt'ın gelmesine yakın ortaya çıktı ki bahçedeki çiçekler Galatasaray'a yakın bir renk skalası sergiliyordu; ama Büyükanıt koyu Fenerbahçeliydi. Hemen seferber olduk, vatanı kurtarmamız gerekiyordu. Paralar harcandı sarı-lacivert çiçekler alındı. Askerler tarafından çukurlar kazıldı, çiçekler ekildi, sulandı. Böylece Büyükanıt havadan sarı-lacivert bir tugay gördü. Biz tabi iş bitti diye mutluyduk. Yine de bizi bu angaryaya koşana, ona neden olana ya da alet olana, ailelerine, ecdadlarına, yedi nesil torunlarına güzelce tam bir asker ağzıyla sövdük. 6 ayımı böyle geçirdim. Şimdi albaylar gerdan kırıyorlar önüme geldiklerinde. Amaçladıkları ne varsa aksi oldu. Yine de ülkem tehlikeye girerse hepsinden önde cepheye koşarım. Tıpkı angaryada arkadaşlarımı terk etmediğim gibi. Bu arada eğitim derseniz 6 ayda en fazla 10 gün eğitim yapmışızdır. O da işin en parlak yanı.


alihan rumuzlu Radikal yorumcusu, 3 Eylül 2010

Ez Bunları Ez!

2006 yılında 25 yaşındayken askere gittim.Üniversite mezunuydum, Mastır yapıyordum,evliydim, kamu sektöründe iki yıllık iş tecrübem vardı.Aile dostlarımız olan bazı askerlerin de etkisi ile bu meslek erbabına saygım da vardı.Kısa dönem yani yaklaşık 6 ay askerlik yaptım. Tezkeremi aldığım gün hiç bir komutanımla vedalaşmadan kışlayı kaçar gibi terkettim. Çünkü vedalaşırsam bana hakkını helal et diyecekler ben de helal olsun demek zorunda kalacaktım. Son iki ayımı cebimde bir yazıyı taşıyarak ve arada bir çıkartıp okuyarak geçirdim. Bir şiir gibi, romantik bir mektup gibi okuyup duruyordum bu kağıdı. Kağıttaki yazıda Yeniçeri Ocağının İlgası anlatılıyordu. Bütün ayrıntılarıyla. Kendi milletini canından bezdiren silahlı teşkilatın yine o millet tarafından nasıl ortadan kaldırıldığını okudukça acaba bir gün yine olur mu diye hayaller kurmaktan da kendimi alamıyordum. 6 aylık sürenin sonunda hiç bir komutanıma saygı duyamadan, sevemeden, bir ağabey gibi bir baba gibi göremeden kışlayı terk ettim. ... Askerlikten sonra hep dua ettim. Allah bize bir savaş vermesin de şu insanlarla yeniden karşılaşmak zorunda kalmayalım diye. Askerde hep anlatırlardı bize Güneydoğudaki subayların daha babacan, daha insaflı insanlar olduğunu. Sebebi de malum. Çatışma çıktığında askerler kendi komutanlarını vurmasınlar diye. Atış talimi yaparken sıraya dizdiğimiz askerlerle nerelisin ne iş yapıyorsun diye konuşutuğum sırada 24 yaşındaki teğmenin gelip "ne yapıyorsun sen, bunlarla konuşma, ez onları ez!!" diye bana sert bir fırça attığını da unutamıyorum. Disiplinle gayrıinsaniliği birbirine karıştıran zihnin en güzel örneği idi bu. 24 yaşındaki böyle idi. 44 yaşındaki ise ondan daha beter.Onun yüzüne bile bakamazdın. Bakamadığın için de nefret ederdin.

canburkan rumuzlu Radikal yorumcusu, 3 Eylül 2010

Ben Çekeyim Sen Sürün

Ankara 'da Polatlı'nın Acıkır kısmına bağlı olan yerde 88/4 tertip olarak askerlik yaptım. Ramazan ayında başıma gelen birşeyi anlatmak istiyorum.

Ramazan'ın ilk haftası kendim tutabildiğim kadar oruç tutmaya çalışıyordum. Yine oruçlu olduğum bir gün araç bakımı için garaja gittik bir komutanımız ve garaj nöbetçisi ile birlikte toplam 3 kişiyiz. Bir araca ikmal yapmamız lazımdı, fakat aracın hiç benzini yoktu. İkmal yapılan benzin yerinde de kovalara dolum yapmak yasak. İlla ki aracın oraya gitmesi lazım fakat bizim aracın hiç benzini yok. Komutan diye bahsettiğim tek kazıklı uzman çavuş fakat yarbay diye hitap ettiğimiz birisi. Bana dedi ki başka araçtan biraz benzin çek. Ben de niyetli olduğumu, böyle bir şeyi yapamayacağımı söyledim. Sinirlenerek git nöbetçiyi çağır o çeksin dedi. Fakat nöbetçi de niyetliydi. Bunun üzerine daha da sinirlenerek tamam ben çekerim sen ben çekene kadar sürünmeye başla dedi. Kendini bir şekilde tatmin etmesi lazımdı. Sürünmedim tabii, bu yüzden tutanak tutturdu. Oda hapsine göndereyim de aklın başına gelsin diyerek alay bile geçti. Oda hapsine de gitmedim. Askerliğim bitene kadar bir çok işini bana yaptırmaya çalıştı, fakat nerdeyse hepsinde bir bahane buldum, yapmadım.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker.

Zİyaretçİ Sayısı