Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Bayılmazsan Sağlamsın

2004 yılında askerlik yaptım.

Tam bir rezaletti. Çarşaflar aylardır yıkanmamış, dolaplar böcekle dolu. Banyo için sıcak su yok kış boyunca. Ahçımız duvar ustası, yumurta pişirmeyi bile bilmiyor. Çarşı izinleri kaldırılmış asker dışarı yüzü görmüyor. Dayak olaylarının haddi hesabı yok. Hergün yemekhane ve çay ocağı olarak kullanılan yerde öğle vakitleri porno filmlerle asker vakit geçiriyor.

Revire çıkmak yasak. Dişin morfinsiz çekiliyor. Gripten çıktığınız zaman kilometrelerce koşturuluyorsunuz. Bayılırsanız ilaç veriliyor, bayılmazsanız sağlam diye geri gönderiliyorsunuz. Bir askere morfinsiz 36 dikiş attılar bitiminde de nöbete gönderdiler.

Dondurucu soğuklarda ısıtıcı olmayan kulübelerde gece 3 saat boyunca asker nöbet tutuyor. Donmamak için ateş yakıyorlar içerde. Dumandan boğulup yoğun bakımda kalan askerler olunca süreyi 2 saate düşürdüler ama yine ısıtıcı yok.

Kapalı cezaevinde nöbet tutuluyor. Mahkumlar hep dışarda geziyor. İçeriyse her türlü yasak malzeme giriyor, tabi ücreti mukabilinde.

Başçavuş karakolun kömürünü dost hayatı yaşadığı kadının evine taşıtıyor askerlerle. Gece yarısı dostunun evinden çıkıp hemen evin karşısında bulunan nöbet noktasında nöbetçi askerleri dövüyor her gece. Ölümlü trafik kazası oluyor. Ölen gurbetçi bir aile. Olay yerine giden uzman çavuş yağmalıyor malları.

Güzel bir askerlikti benimkisi sonuçta.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı