Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Önce Tokat At Sonra Dinle

Yıl:2006-2007
Yer:Şırnak/Akçay

Hangi birini anlatayım bilmiyorum. Er olarak en az duranlarımız 12 ay duruyor, on satıra sığdırmak zor. Ama önemli anekdotları satırbaşları olarak paylaşayım.

KTM (Katılım ve Toplama Merkezi) Zulmü

Birliklerimize gidene kadar Mardin, Diyarbakır, Şırnak, Cizre-Akçay vs... (iniş yaptığınız güzergaha göre değişiyor) KTM'lerde kalırsınız. Teröristlerin bile göremeyeceği insanlık dışı muameleler. Taş taşıtmalar, ot yoldurmalar, diğer kadrolu askerlerin tıkanan tuvaletlerini açtırmalar, 50 kişilik yatakhanede 80-90-100 kişiyi yerlerde yatırmalar.

Somut bir olay anlatayım. Yer, Şırnak Akçay. R. isimli uzman başçavuş piskopat biri KTM'ye gelen askerlere yoklama yapıyor. 300 kişiye dizüstü çök emri vermiş. Arkalarda bir erin adını okuyor, er kalabalıktan sesini zor duyuyor; ama koşarak geliyor öne. Uzman çavuş çocuğun kulağına doğru bir vuruyor, çocuğun ayakları yerden kesiliyor ve çök vaziyetindeki askerlerin üzerine uçuyor resmen. Uzman çavuş böylece kendini ispatlamış oluyor.

Düşünün ki o er İstanbul'dan, Bursa'dan Aydın'dan, bir yerden gelmiş ve daha "ben nasıl bir coğrafyaya geldim, nasıl bir yer burası, Allahım sen böyle bir yer de yarattın mı" diye düşünürken KTM'de gördüğü zulüm bu. İzinlere gelip giderken de böyledir.

Neden revire gittin dayağı

Asker görevden (dağdan) gelir. Teğmen izinli olduğu için tim komutanından izin alır ve durumu acil olduğu için Ş.A.H'a (Şırnak Askeri Hastanesi'ne) sevk edilir. Teğmen yatağından kalkar, gelir öylesine, "bir durum var mı" der. Bir askerin Ş.A.H'a sevk edildiğini duyunca "benim niye haberim yok, gel lan buraya" der; "komutanım, izinliydiniz" demeye fırsat vermeden yeniyetme bu teğmen ere vurur.

Erin kulağından kan geldi o tokatın etkisiyle. Sanıyorum ciddi bir hasar kalmıştır. Eri ancak tokattan sonra dinler. Düşünün gerisini siz.

Bunu anlatırken İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Diyarbakır'a yaptığı bir ziyarette, kameraların önünde eski bir askerin 9 sene önce Güneydoğu'da askerken gördüğü eziyet sebebiyle sağır kaldığını söylemesi geldi aklıma. Sonra İlker Bey'in adamı görmezden gelme çabası ve o tepeden bakışı...

Demek ki normalleştirilmiş bu durumlar.

Askerlerin rütbelilerin evlerini taşıdığını söylemeye gerek bile yok. Daha neler neler...

Umarım siteniz bir engellemeyle karşı karşıya kalmaz. Hem siz hem biz mağdur edilmeyiz. Yıllar yılı askerdeyken askerliğini yakarız diyerek, askerlik bitince de "devlet sırrıdır askerlikten soğutmadan ceza alırsın" tehditleriyle bugüne kadar kimse cesaret edemedi bunları konuşmaya.

Ama inşallah demokratik bir hak olan bu paylaşımlar engellenmez.

Şunu da ekleyeyim. Sivil hayatta bile göremeyeceğimiz altın kalpli kıymetli komutanlarımız da var; ama maalesef sayıları çok ama çok az.

Allah TSK'ya Türk Milletine layık komutanlar nasip eylesin. Asker gerekli fedekarlık noktasında canına feda etmeye baştan yeminli ve razı, eğer ki ordu gene peygamber ocağı olabilirse.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı