Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Kıbrıs'ta Irgatlık Yaptım

Kıbrıs'ta her birlik aynı zamanda bir meyve bahçesidir. Askerler de o bahçede ırgatlık eder. Zeytin zamanı zeytin, keçiboynuzu zamanı keçiboynuzu, narenciye zamanı narenciye toplanır.

Lefkoşa'daki eğitim yılı açılışına götürmüşlerdi bizi. Resm-i geçit için provalar yapılıyordu. Sürekli fırçalar ve hakaretler eşliğinde yürüyorduk. İstirahat verilmişti. Komandoların geçişi esnasında biz dinleniyorduk. Asteğmen "gördünüz mü, komandolar nasıl yürüdü" dedi. Karşımızdaki yedek subay olunca biraz daha rahat konuşabiliyorduk, cevap verdik: "Komutanım, onlar asker. Onların işi askerlik. Nasıl zeytin, keçiboynuzu, portakal toplanır, nasıl tel örgü (fens) çekilir biz biliriz, bize sorun."

Bölük içerisinde bir subay gazinosu bir de tarihi köşk vardı. Buralarda çalıştırılan askerler gece yarısından sonra, kimi zaman sabaha karşı gelirlerdi koğuşlara. O geç saatlere kadar yüksek rütbeli subaylara hizmet ederlerdi. Aralarında bazıları, iki saat uyur ya da uyumaz nöbete giderdi. Nöbette uyuyakalırlardı çaresiz. Bir de nöbetçi subaya yakalanırlarsa vay hallerine.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı