Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Askere Gitmemek İçin Parmağını Kestirdi

1983-1985 yıllarında 63/3 tertip olarak Diyarbakır/Silvan eski Jandarma Alay Komutanlığı'nda er olarak askerliğimi yaptım. (Orası şimdi komando tugayı sanırım)

Zorunlu askerliğin sonucu olarak şahit olduğum acı bir olayı paylaşmak istiyorum. Alay acemi birliğiydi. Ben mesleğim nedeniyle alayda kalmıştım. Acemi biriliği olduğundan her 3 ayda bir yüzlerce genç gelir geçerdi alaydan. Sanırım askerliğimin ortalarıydı. Bütün alay yeni gelen bir acemi eri konuşuyordu. Söz konusu erin tetik çeken parmağı tam yarıdan kesilmiş. Söylentiye göre er askerlik yapmamak için kendisi bir cerraha para ödeyerek kestirmiş parmağını. O er 11. Bölük Komutanlığı emrine verilmişti. Yani bölüğümüzün hemen yanı başındaki bölüğe.

Her sabah 11. Bölük spor yaparken teğmen o eri öne çıkarır ve askerlere dönerek: “Buraya bakın ulann, herkes beni dinlesin. İşte bu anasını avradını s.tiğimin o. çocuğu var ya, askerlik yapmamak için işaret parmağını yarıdan kesmiştir. Bakın, bu parmağa bakın. (Erin parmağını havaya kaldırır gösterirdi). Ama kurumumuz o kadar enayi değil. Bu it oğlu it geri hizmette soğan soyarak, bulaşık yıkayarak yine bitirecek askerliğini. Bu haini iyi tanıyın. En ufak bir hatasını görürseniz bana bildirin. Anasını s….m onun” gibi insan aklının almayacağı ve bir işgal subayının dahi vicdanının kabul etmeyeceği galiz küfürler ve hakaretlerle her sabah o eri onlarca askerin önünde yerlerin dibine sokar rezil ederdi.

Erin birgün rahatsızlanıp Diyarbakır askeri hastaneye sevk edildiğini öğrendik. Hastanede banyo yaparken ayağı kayıp kolunu kırması sonucunda oradan da memleketine hava değişimine gönderildiğini...

Aradan birkaç ay geçmişti. Aynı er tekrar geldi alaya. Hiçbir şey olmamış gibi gayet rahat askerliğine devam ederken birkaç gün içinde çürüğe çıkarıldığını duyduk. Meğerse hava değişimine gittiğinde aynı parmağından bir ameliyat daha olarak bu kez parmağını kökten kestirmiş. Ben ve benimle birlikte alayda kalan usta erler yani devrelerimiz bu olayın şahidiyiz.

Sonuçta bu ülkede gönüllü asker olacak bu kadar vatan, millet Sakarya hastası varken milletin tüm evlatlarına uygulanan zorunlu askerlik bir zulümden başka bir şey değildir. Ve çok büyük oranda Türk erkeğini kişiliksizleştirip ruh hastası yapmakta ve hayatını karartmaktadır... Benim tespitim budur.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı