Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Başlamadan Bitsin

Aralık ayında askere gitmek için askerlik şubesine başvurdum ve macera başladı. Askerlik şubesinde işlemler bitti, Sağlık Grup Başkanlığı'na gittim. Bende ankilozon spondilit rahatsızlığı olduğu için Sağlık Grup Başkanlığı ildeki askeri hasteneye gönderdi. Orada 3 dakikalık işlem için bir gün boyunca bekledim. Sebep de şu: Subay askerlere kızdığı için kilo ve boy ölçüm işlemlerini öğleden sonraya atmış. Bekledik n'apalım, askeriye burası sesimiz çıkmıyor. Sonunda doktorun önüne geldim. Evraklara baktı ve olay cümleyi yazdı: "İstanbul Gata'ya sevk! Bir şey soracak oldum, "tamam işlemin bitti çık dışarı!" "Emredersiniz komutanım!" Tarih 14 Ekim 2010.

17 Ekim 2010 tarihinde İstanbul'a gittim. Hayatımda ilk kez İstanbul'a gelmişim. Dünya şehri, hadislere konu olan şehir... Gittik güzel bir pazar günü, kuzenim gezdirdi boğaz turu falan... Güzeldi her şey.

Pazartesi sabahtan Gata'ya gidip müracaatımı yaptım. İşlemler başladı. Tahliller, röntgenler derken gün bitti. Salı günü sabahtan geldim, sonuçları alıp doktora çıktım. Muayene sonrasında bir de baktım ki benim tahlil sonuçlarım benim ismimde başka birinin üzerine işlenmiş. Zahmet edip de tahlil sonuçlarımı TC. kimlik numaramla girmek yerine sadece ismimle giren bir askeri personel yüzünden işlemler tekrar başladı. Tekrar kan tahlili, tekrar röntgen çekildi. Çarşamba geldim, kan tahlili sonuçları çıkmamış. Perşembe gel.

Perşembe günü gene geldim. Bu arada Avcılar'dan gelip gidiyorum, tam 3 saat sürüyor dolmuş-tren-vapur ve taksi.

Perşembe günü öğleden sonra işlemler sonunda bitti ve heyete gitmem için iş bir imzaya kaldı. Bu anlattıklarımı çok yüzeysel tutuyorum; sıkılmamanız için.. Neyse, imzayı bir türlü atmadılar. Bekle bekle, saat oldu üç. Heyet sekreterliğine gittim. Fazladan bir evrak için askerlik şubesine gitmem gerekiyormuş. Benim askerlik şubem başka yerde dediğimde, "sen git yaparlar, anlat durumu, saat dörde yetiştir" dediler.

Taksiyle yakındaki askerlik şubesine gittim. İki yıldızlı bir beyefendi dedi ki "evrakını getir". Biraz anlatma denemesinden sonra "çık dışarı, evrakını getir, tamam dedik" diye kapı dışarı edildim. Tekrar taksiye bindim, Gata'ya gittim, evrağı aldım, şubeye geri geldim. Bu arada mecburen her defasında taksiye biniyorum ve her defasında 15 TL gidiyor. Saat 3:30 olmuş. Şubenin kapısında bekleyen mehmetçiğe durumu anlattım; ama mehmetçik ses vermiyor. Biraz yüksek sesle çıkışınca Mehmetçik mesainin bittiğini söyledi. Saat daha 3:35. "Bu saatte mesai biter mi" dediğimde: "Biter, gidin şikayet edin isterseniz" cevabını işittim. Nereye edeceğiz diye sorduğumda "beni ilgilendirmez" diye karşılık aldım. Biraz münakaşadan sonra iki yıldız bir beyefendi geldi, bana ve benim gibi 3 arkadaşa bağırırak "size mesai bitti diyorsak bitmiştir" dedi. Karşılık vermeye çalıştık ama nafile...

Tekrar Gata'ya döndüm. Gene taksi, gene 15 TL...

Cuma günü heyet yok, velhasıl benim işlem kaldı bir sonraki Pazartesi'ye. Bulunduğum şehir ile İstanbul arası 10 saat, otobüs ücreti 50 lira. Yaşadıklarım tam bir haftalık eziyet, başka bir şey değil. Tavırlar, hareketler... Sanki düşman insanıyız.

Bazı doktorlara diyorum ki: "Komutanım, ben buraya geldiğimde cebimde 500 lira para vardı. Şu anda geri dönüş param anca var. Yolda çay bile içemem. Durumu olmayan insanlar nasıl yapacak bu işi?" Diyor ki: "Ben de çok üzülüyorum, ama sadece benimle bitmiyor. Bazılarını duyuyorum banklarda yatıyormuş."

Bir hafta sonra tekrar gittim istanbul'a. Heyete girmek için verdikleri saat 1:30. 2:30'da heyet görüşe başladı. İsmim geldi. İçerde biri "sende ankilozon hastalığı var" dedi. Evet, dedim. Saat 3:30, raporumu alıp dışarı çıktım.

O kadar beklemenin nihayetinde raporumu sonunda aldım. Meğer toplam 15 saniyelik işmiş hepsi. İçerdeki işlemim eziyet eziyet... Başka bir şey değil. Doktorlar ayrı azarlar, hemşireler ayrı, memurlar ayrı... Hizmetliler bile seni pasif görünce bağırmaya başlıyor.

Askerlik bu kadar mı kin duyulacak bir şey? Ben artık soğudum, yemin ediyorum soğudum. Benim gibi milliyetçi bir insanı asker düşmanı yaptılar. Benim gibi kaç insanla tanıştım orda, 2 aydır gelip gidenler var, 2 ay önce erteleme alıp sonra aynı işlemleri tekrar yaptırmak zorunda kalanlar var. Daha neler neler, anlatsam roman olur bu Gata'daki bir haftalık askerliğimi.

Askere gitmek de istemiyorum artık. İnşallah çürük verirler. Zaten kime hizmet ettiğimiz belli değil.

İsimsiz, bize ulaşan asker adayı

Zİyaretçİ Sayısı