Askerliğimi 261. kısa dönem olarak Çorlu Omurtak Kışlası'nda yaptım.
Her asker bilir, yemekhanedeki duada nöbetçi çavuş yemek duası okutur. O gün de "Tanrımıza hamdolsun" ile başlandı, ama çoğu asker " Allahımıza hamdolsun" diye bağırdı, her zamanki gibi. Genelde yemekhanede gözetmen subay astsubaylardan olurdu. Ama o gün yeni yetme İlker Teğmen adında biri hemen müdahale etti yemine. Bir daha okuttu, ama yine "Allahımıza hamdolsun" diyen sesler çoğunluktaydı. Çok kızdı ve üçüncüyü yaptırdı. Bu sefer "Allah" diyenler azalmıştı; ama Teğmen huylanmıştı bir kere. Hepimizi yemekhaneden çıkartıp dışarda içtimaya dizdi. Söyledikleri sözler Peygamber ocağı denilen yüce bir orduda insana pes dedirtecek cinstendi:
"Neden Allah dersiniz? Allah o karanlık kafalı Arapların uydurmasıdır. Tanrı diyeceksiniz. Tanrı bizim şaman dinimizden gelmedir. Yediğiniz yemekler zıkkım olsun size... Şimdi dağılın. Bugün yemek yok."
O gün yeni mezun bir teğmenin kafasının din konusunda nasıl yıkanıp tertemiz edildiğine şahit olduk.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker