Haziran 2009'da acemi birliğimi Türkiye'nin en ağır eğitimli birliklerinden biri olan Manisa Kırkağaç'ta yaptım. Yaklaşık üç aylık bu zaman diliminde öyle olaylarla karşılaştım ki TSK mensubu bazı subay ve astsubayların vicdani duygulardan ne kadar mahrum olduklarına şahit oldum. Sırf egolarını tatmin etmek için askerlere türlü sıkıntılar çektiriyorlardı.
Haftada bir, silah tesisatlı kilometrelerce yol yürüyüp yokuş çıktığımız intikal alanları vardı. Amaç sadece Doğu ve Güneydoğu'daki operasyon zorluklarına ve şartlarına alışmak ve doğal bir operasyon alanında eğitim görmekti. Fakat her insanın dayanma gücü bir olamaz. Kimisi daha dayanıklı, kimisi dayanıksızdı. İntikale çıkma esnasında dayanamayıp bayılanlar, nefesi kesilenler oluyordu haliyle.
Yine bir arkadaşımız yere yığılmış nefes almakta zorluk çekiyordu ve biz yanından geçerken o hadise cereyan etti. Arkadaşımız olduğu için yardım etmek istedik o sırada arkadan gelen bir üstçavuş, "bırakın onu ölürse ölsün, eğitim zaiyatı deriz" gibisinden sözler sarf etti ve yardım yapılmasını engel oldu.
Aynı komutan gece soğukta kendi timindeki askerlerden birini çıplak olarak ağaca tırmandırıp hayvan sesleri çıkarttırırdı ve başka aşağılayıcı şeyler yaptırdı.
Yine arkadaşlarımızdan biri dağıtıma yakın çarşıdan komutana hatıra olarak tamamen iyiniyetle ufak bir hediye alıp vermek istedi. O komutandan ise teşekkür edip büyüklük yapacağına arkadaşa hakaretler edip ceza verdi ve gidene kadar o çocukla uğraştı durdu.
İşte analar babalar evlatlarını böylelerine emanet ediyorlar. Ne diyelim, vatanımız sağ olsun. Elbette sabır bütün sıkıntıların çözümüne bir vesiledir.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker