Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Boş Rakı Şişesinin Hikmeti

Hani Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele filminde bir anekdot vardı. Televizyonun icadını duyduğu anda "şerefsizim, benim aklıma gelmişti" diyordu. Ben de şimdi aynı şeyi diyorum. Ben de kirli askerlik anılarını gün yüzüne çıkaracak bir yer yapacaktım. Size binlerce kez teşekkür etsem azdır.

Hikayeme gelince... Yer Afyon Emirdağ Uzman Jandarma Okulu. Biz uzman öğrencilere destek kıtalarıyız. Sene 96-97.

Başçavuşumun lojmandaki evine getir-götür için gidip geliyorum. Her seferinde dairenin giriş kapısındaki çöp poşeti içinde duran boş rakı şişesi dikkatimi çekiyor. Birkaç sefer "komutanım atayım" dedim, çöp olduğunu düşünerek "yok oğlum, kalsın" dedi. Kendisi namaz kılan biri, eşi başörtülü biliyorum.

Derken okul Ankara-Beytepe, Uzman Jandarma Okulu'na taşındı. Teskeremi aldım. Giderken dayanamadım sordum: "Komutanım o şişe neydi?" "Oğlum", dedi, "emekliliğime az kaldı, namaz kıldığımı duymuşlar; zaten yengenin başı örtülü, ordudan atılma korkusu sardı içimi. Üstüme çok geliyorlar, benim namazla-niyazla işim yoktur, bakın ben rakı içiyorum görüntüsü vermek için o boş şişeyi kapı önünde tutuyorum. Diğer üst rütbeli subaylar görsün diye..."

Kıdemli başçavuşun gözleri doldu. Bense zaten koptum, peygamber ocağında namaz kılan, orduya senelerce hizmet etmiş bir başçavuşun atılma korkusuyla neler yaptığını hiç unutamadım.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı