Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Zorla Yaptırılan İşten Hayır Gelir mi?

Doğuda bir karakolun komutanıyım. Ben de şu soruyu sorayım: Hep ev sahibi mi suçlu, hırsızın hiç mi suçu yok? Burada anlatılanlardan gördüm ki hep subay, astsubay ve uzmanlar suçlu gösteriliyor. Peki askerlerin hiç mi kabahatı yok? Şimdi biraz da ben anlatayım:

Devlet malını şuursuzca kullanan, bozan, kıran, sahip çıkmayan, yaptığı hatayı kabullenmeyen askerlerimiz değil mi? Her aksaklığı görüp de sorduğumuzda "ben böyle aldım" diyen onlar değil mi? Şafak yazmadıkları yer kaldı mı ki? Örnek vereyim: ecza çantasının içindeki tahta atelin üzerine, araç direksiyonunun içine, daha nerelere...

Arkadaşının parasına göz diken, hırsızlık yapan, beynini nizamiyede bırakan, işi gücü kaytarmak olan askerler değil mi? Daha ne sayayım ki... Tuvalette pisleyip sifonu çekmeyen, evinde yemediği yemekleri asker ocağında yediği halde nankörlük yaparak beğenmeyen asker değil mi? Nöbette uyumayan yoktur. Her şeyi görüp bildiği halde görmedim bilmiyorum diyen, yemekhanede tamamladığım çatalı-kaşığı şuursuzca, sanki babasının malı gibi kullanıp çöpe atan asker değil mi? Babasının malı olsa yapmaz gerçi...

Hep komutanlar suçlu değil beyler, biraz da iğneyi kendinize batırın lütfen.

İsimsiz, bize ulaşan karakol komutanı

Zİyaretçİ Sayısı