Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Ahırdaki Hayvanlar Gibi

Yıl 1998, yer Siirt 3. Komando Tugayı 4. Tabur.

PKK'yla savaşmak için, acemi birliklerinde vatan-millet-Sakarya edebiyatı yapılarak, 3 mermi attırılarak, üzerine de bir sürü gaz duman verilerek ana kuzuları garibim Mehmetçikler gelirdi. Bu askerler ilk geldikleri Ekim-Kasım döneminde birliklerine gidene kadar köleler gibi, ameleler gibi inşaatlarda çalıştırılır, hepsine taş toplatılır, odun istiflettirilir, diğer birliklerin işleri yaptırılır, levazım depoları düzenlettirilirdi. Neymiş, vatan göreviymiş, boşa yemek yemek yokmuş. Sanki biz isteğimizle asker olduk!

İnsanın en zoruna giden de sanki biz askere yemek yemek için gelmişiz gibi ikide bir “yediğiniz yemeği hakedin, bu milletin parası vs.” demeleriydi. Ama israfın da bini bir paraydı.

Birgün yemek zamanı gelince başımızdaki insanlığından şüphe edilen ama kendine komutan süsü veren uzman çavuş tarafından “yemek yemeyi hakedin önce” denilerek yemekhaneden sebepsizce çıkarıldık. O kadar askerin çıkarıldığını gördükleri halde üst rütbelilerin de sesi çıkmadı bu duruma. Birliğimize gidene kadar da bir daha yemek yiyemedik, hep kantinden yedik.

Bir de akşama kadar köle gibi çalıştırıldıktan sonra yatacak yer yok diye boş harabe bir binanın içine ahırdaki hayvanlar gibi doldurulduk; yerlerde, betonun üzerinde yatırıldık. Çünkü biz komandoymuşuz, bize bir şey olmazmış. Hadi oradan! Bir daha bulursunuz da yedirirsiniz o safsataları, çünkü maymun gözünü açtı.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı