Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Gerekirse Sen Yanacaksın

Sene 2003. Karadeniz dolaylarında bir sahil güvenlik botunda makine eri olarak askerlik yapmaktaydım.

Geminin makine dairesinde bir patlama tehlikesi atlatmıştık. Şöyle ki, ustalar makine dairesinde oksijen tüpleriyle kaynak yaparken ben ve alt devrelerimden birisi, ustaların başında emniyet amaçlı nöbet tutmaktaydık. Ustalar çay molası verdiler. O boşlukta oksijen tüplerinden birisini yere devrilirken ve tüpten çıkan ateşin makine dairesini birden alev çemberiyle sardığını gördüm. Çaresizce CO2'lere [Karbondioksit] sarıldık. Epey bir tüp boşalttık ateşin üzerine, ama nafile. Hem canımızı kurtarmak hem de olay daha fazla büyümeden müdahale edilebilsin diye bölgeden uzaklaştık.

Ateş söndürüldü. Bölgemize gelen Branş Astsubayı Başçavuş N. kıdemli olduğum için beni çağırdı, anlatmamı istedi durumu. Anlattım. Beni tokatlamaya başlamadan önce şöyle bir cümle çıktı ağzından: "Hayvan herif, gerekirse sen yanacaksın ama bu makine dairesi yanmayacak!"

Militarizm salyalarını akıtıyordu üzerime...

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı