Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Ne İdim Ne Oldum

Biraz da annemin zorlamasıyla -ki daha sonra çeşitli komutanların kendisini de kapsayacak küfürlerinden nasibini aldığından hiçbir zaman haberi olmayacak- askere gitmeye karar vermiştim. 305. Kısa dönem olarak Ankara’ya gittim.

İlk gün bizi sokak ortasında traş edip sonra yıkanmamıza izin vermediler. Sonrasında günlerce tozda, toprakta, betonda, güneşin altında bekletildik. Aptal muamelesi gördük. Tam bir ay boyunca yüzden fazla üniversite mezunu insana birlikte yürümesini öğrettiler.

Ankara'nın ağustosu ve ramazan. Bari oruç tutalım dedik ama iki dilim ekmek ve pis tenekelerde gelen sarı bir su için gece tam teşkilat giydirilip içtimamiz alınıp rap rap yemekhaneye gidip gelmelere ve bu da yetmiyormuş gibi sabah kahvaltısına da yine aynı şekilde herkesle birlikte rap rap gitmelere dayanamadım.

Dünyanın en eğitimsiz insanlarının size emirler yağdırması ve bağırmaları tamamiyle sizin suçunuz. Bu nedenle subayların yapacakları türlü türlü seviyesiz ve iğrenç esprilere de kulak kesilmeniz cabası.

Yazması kolay ama yaşaması çok güç. Hayatımda yaptığım ve pişman olduğum en büyük üç işten biri. Bir defasında yüzbaşıya alışık olmadığı ancak son derece temiz bir bardakta çay verdiğimde bana terbiyenin verilmediği bir aileden geldiğimi söyleme hakkını buldu kendisinde. Halbuki asıl terbiyesiz o ve onun gibi, bu ülkenin sesini çıkaramayan zavallı vatandaşlarının benliklerini ezip, postmodernitenin, çağdaşlaşmanın olduğu bir zamanda bizim gibileri köleleştirenlerdi.

Oradan kurtulduktan sonraki ruh haliyle aldığım bir karardan dolayı 5 yıl sıkıntı yaşadım...

Peki askerde ne öğrendim? Subayların çoğu eğitimsiz ve insanlar üzerinde hakimiyet kurma işinde ustalaşmaya çalışan ve Türkiye’nin gerçek sahipleri olduduklarını düşünen memurlar.

Ne faydam dokundu? Üsteğmenin Marmara’da yüksek lisans yapan sevgilisinin tezi için İngilizce bir çeviri yaparak vatana borcumu ödedim. Komutana çay yaptım ve hergün etrafa pas pas çektim (Bu arada MA İngiltere’den, BA Boğaziçi'nden).

Ne idim? Kendi halinde, ordusuna güvenen, hatrı sayılır, ikinci sınıf milliyetçi bir Anadolu çocuğu.

Ne oldum? Anti...

Şimdi çağırsalar gider miyim? Kesinlikle gitmem. Tek bir yaşamım olacak onun da bir altı ayını daha çöpe atamam.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı