Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Mahsun'u Bilir misiniz?

2009 yılı Ekim ayı, Saray Tekirdağ.

Batmanlı Türkçe’yi konuşamayan bir çocuk vardı bataryada. Çok cahildi. Askerliğin mantığını anlamamıştı. Daha 11 yaşında çocuk zekasına sahip gibiydi. Okuma yazması yok, başkenti sorsan bilmez, öyle bir çocuk.

Birgün üsteğmenin odasına girdim, baktım bunu sağ yanına çömeltmiş kendi de koltuğuna oturmuş yazı yazıyor. Ama manzara acayip. Yazı yazarken arada bir çocuğun yüzüne, kafasına, artık neresine gelirse tokat atıyor. Ben içeri girince üsteğmen bana sordu: "Mahsun'u bilir misin?" Ben "hayır komutanım" dedim. "Ulan nasıl bilmezsin. Hani Kemal Sunal bir filminde dayak yemesi için para ile tutuluyor, onu tutan adam da dövdükçe stres atıyor ya. Sonra Mahsun da parasını alıyor" dedi, "işte bu da benim Mahsun’um. Bunu dövmedikçe rahat edemiyorum”.

Bilmiyorum o arkadaş orada ne kadar dayak yedi. Zaten çocuk uzmanından başla bütün yukarısına kadar dayak yemişti herhalde. Zaten sonunda dayanamadı firar etti.

İsimsiz, biz ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı