Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Ameliyatla Vatan Haini Oldum

Yıl 2002, Konya İl Jandarma Komutanlığı.

Tezkereme 4 ay gibi bir zaman var. Yazıcılık yapıyorum. Binbaşı U.K.'na durumumu anlatarak masrafları kendime ait olmak üzere özel bir doktorda ameliyat geçirdim. Kısa bir süre sonra Alay Komutanı Yarbay C.Y. tarafından Karapınar İlçe Jandarma Komutanlığı'na gönderildiğimi öğrendim. Korumalığını yapan ve askerlikten sonra intihar eden rahmetli arkadaşımdan alay komutanının berberde olduğu bilgisini aldım. Misafirhanedeki berber koltuğunda yakaladığım alay komutanı ile aramızda şu diyalog geçti:

-Komutanım, Karapınar İlçe Jandarma Komutanlığı’na dağıtımım yapılmış, suçumu/sebebini öğrenmek istiyorum.
-Ben senin dağıtımını yaptım, git birliğine teslim ol.
-Komutanım, bu zamana kadar hiçbir görevi aksatmadım. Verilen bütün görevleri layıkıyla yerine getirdim. Bu dağıtımı hak edecek hiçbir şey yapmadım.
-Kaldırma beni ayağa! Senin dağıtımın yapıldı artık.
-Komutanım, bu durumu düzeltebilecek bir kişi varsa o da sizsiniz...
-Sen vatan hainisin, defol git! Benim devletin parasını harcayanlarla işim olmaz.

Bu son dedikleri üzerine söyleyecek sözüm kalmamıştı.

Anlaşılmıştı, askeri hastaneye gittiğimi düşünüyordu. Zaten koruması rahmetli arkadaşım da sebebin bu olduğunu söylemişti. Oysa ben kendi paramla tedavi olmuştum. Sormamıştı ki. Geçmiş olsun demesini de beklemiyorum. Acemi birliği hariç 10 aydır bilgisayar başında sabah 06'dan gece 02-03'lere kadar çalışan, 10 yıllık devlet memuru olarak vatan haini lafına maruz kalan ben Karapınar'a gidip birliğime teslim oldum.

(Bu soruyu bir erin bir yarbaya soramayacağını düşünenler olabilir. Sanırım gerek yaşım, gerek alayda yaptığım iş, gerekse sivil hayattaki durumum bana cesaret verdi; biraz da deli cesareti herhalde. Üstelik berber koltuğunda traş olurken yakalamıştım malum zatı. Kalkacak olsa kaçacak şekilde kapının önündeydim.)

Bölük Komutanı Jandarma Başçavuş L.P. ile tanıştıktan sonra alay komutanının bölük komutanını arayarak doldurduğunu öğrenmiş oldum. Şaka gibiydi, devletin koskoca alay komutanı bir erle uğraşıyor, bir başçavuş da buna ortak oluyordu. İlçede gündüzleri boş bilgisayar olmadığından geceleri çalışıyordum. Haliyle gündüzleri de istirahat ediyordum. Ama Jandarma Başçavuş L.P. akşam yemeğinden sonra beni gördüğünde ;

-Sen daha yatmadın mı?
-Komutanım ben zaten gece çalışıyorum. Henüz kalktım.
-Sus, cevap verme, burası alay değil!

Hiçbir zaman anlam veremediğim bir konuşma...

Gecenin bir yarısı evine döndüğünde, lokalde unuttuğu, içinde tek bir sigara kalan paketini getirtmek için devletin arabasını ve askerini göndermekten çekinmeyen bu başçavuş, görev dönüşü evinde inen uzman çavuş için "devlet malını özel işinde kullanıyor" diye soruşturma açmayı da ihmal etmiyordu.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı