Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Orduevi Kuaförü

Ben 2003 yılı, İstanbul Harbiye Orduevi'nde askerliğimi yaptım.

Büyük bir orduevi olduğu için birçok rütbeli askerin gelip gittiği bir yerdi. Ne ararsanız en kalitelisini en ucuza bulabileceğiniz bir yerdi. Ben başımızdan geçen olayı anlatayım.

Burada bayan kuaförü bölümünde hizmet vermekteydik. Ben daha yeniydim. Birgün kısım amiri başçavuşu M.Ç. bütün kuaförleri malzeme deposunun oraya içtimaya çağırdı. Hepimize bir güzel sopa çekti. Özellikle benim iki tertip üstüm arkadaşa öyle bir sopa çekti ki... Dövmekle kalsa iyi; pantolonunu, kazağını (sivil elbise ile hizmet veriyorduk) ve hatta atletini dahi paramparça etti. Çok ama çok aşağılayıcı bir durumdu doğrusu.

Çok şaşıracaksınız belki ama suçumuz bahşiş almaktı. Düşünsenize, sabah 8'de başlardı mesai, akşam 8'e kadar kesinlikle durmak yok. Sadece 20 dakika öğle, 20 dakika akşam yemeği... Çoğu zaman yoğunluktan dolayı yemek bile yiyemiyorduk. Kısım amiri kafeteryadan kendi paramızla dahi alışveriş yapmamızı yasaklardı. Neymiş? Oraya rütbeli askerler ve onların yakınları geliyormuş. Zaten o kaprisli bayanların zahmetini çekmek yeterince acı veriyordu.

Ama bazen halimizden anlayanlar da oluyordu. Tek yaptıkları da anlayışlı davranmalarıydı. Gerçekten üzerimizdeki yükü büyük ölçüde alıyordu bu. İnanın bu bizi çok motive ediyordu.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı