Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Keşke Aptalın Teki Olsaymışım

1988 yılında Malatya Askerlik Şubesi'nde askerliğimi yaparkan yaşadıklarımı burada paylaşmak istiyorum.

Yazıcı olarak görev yaptım. Özel lise mezunu olduğum için kafam iyi çalışırdı. Ama keşke aptalın teki olsaymışım, çünkü bu yüzden şubedeki tüm subayların angaryalarını yapmaktan başka bir işim olmadı.

Şube başkanı binbaşının kızının matematik ödevlerini ben yaptım. Oğlunun fen ödevini ben yaptım. Hanımı öğretmendi, onun da birsürü yazılarını ve teksirlerini ben yazıp basmışımdır. Diğer subayların eşlerine ve çocuklarına da özel sekreterleri gibi hizmet ettim. Kimse oturup bir satır yazı yazmazdı, ben sabahlara kadar daktilo başında ömrümü çürüttüm. Hepsinden nefret ettim ve hala ediyorum.

Üstelik bir gün bile bir tanesinden "teşekkür" veya "eline sağlık" diye bir şey duymadım. Aksine mutlaka bir hata bulup laf sokarlardı. Yalnız beni değil, subedeki birçok askeri özel işlerinde sınırsızca kullanırlardı.

Birgün üsteğmenin evine eşya taşıyan arkadaşlardan birisi mutfaktan bir ayva alıp gizlice yemiş diye 3 gün boyunca dayak yedi ve aç bırakıldı.

Daha anlatacak çok kötü olaylar yaşadım; ama unutmak istediğim şeyler bunlar.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı