Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

İhtiyaç Torbası Nedir?

Vatana hizmet için evlatlarını davul-zurnayla askere gönderen bu yüce milletin evlatlarına askerlik esnasında kimi subay ve astsubayların onlarca yıldır uyguladıkları işkence ve zulümlerin, hatta bazen düşman esir kamplarını dahi aratmayan barbarlıklarının açık yüreklilikle gündeme getirilmesine önayak olduğunuz için sizleri kutlarım. Bu yazım Türkiye’nin en güvenilir kurumunun içinde neler döndüğünün küçük bir örneği olacaktır.

Sene 1984. Yer: Diyarbakır. Silvan 10. Jandarma Er Eğitim Alayı.

N.T adında bir binbaşı var. Kantini ve çay ocaklarını adeta haraca bağlamış, askerin üç kuruşuna göz dikmiş, hepsini soyup soğana çeviriyor. Jandarmaya verilen cüzi maaştan dahi kimseye kuruş verilmezdi. Oradaki soygunlara birkaç örnek: Çarşı iznine çıkan usta erlerin dışarıdan traş malzemesi, mendil, jilet, ayakkabı boyası, mektup kağıdı ve zarfı, kalem, bisküvi vs. getirmesini yasakladı. Çünkü bunlar kantinde satılıyor. Ama dışarıda yüz liraya satılan bir permatik kantinde 500 lira. Dışarıda yüz lira olan bir bardak çayın fiyatı alaydaki çay ocaklarında beş yüz lira... Bölgede henüz terör yok; ama acemi erlerin dışarıya çarşıya çıkmaları yasak. Tüm ihtiyaçlarını alay içindeki kantinden gidermek zorundalar.

Binbaşı N.T. En sonunda “ihtiyaç torbası” adı altında bir torba icat etti. Koğuşlarda açıkta malzeme bulundurulmayacağını, tüm erlerin malzemelerini bu torbalara koymaya mecbur olduklarını söyledi. Çay ocaklarında tüketilen şeker çuvallarından diktirdiği ihtiyaç torbalarını kantinlerde tanesi 40 liradan sattırmaya başladı. Alaydaki tüm askerlerin bu torbalardan satın almaları için emir yayınladı.

Binbaşının yaptığı bu soygunlara daha fazla dayanamayan 12. Bölük komutanı Üsteğmen H.C. şikayette bulunmuştu. Bu şikayet sonucu mudur, yoksa normal denetleme midir bilmiyorum; ama 1984 yılı Mayıs ayında denetleme geldi alaya. Denetlemenin başında jandarmanın efsane albayı merhum Satı Berber vardı. Satı Berber tüm hırsızlıkları, soygunu tespit etti ve ilgili makamlara bildirdi.

En güvenilir kurumun ilgili makamları N.T adlı binbaşıyı Silvan’dan alıp İstanbul’a tayin ettiler, İl Jandarma Alay Komutanı yaptılar. Hırsızlıkları tespit eden denetleme kurulunun başındaki Albay Satı Berber’i de onun yerine Silvan’a alay komutanı olarak geçirdiler.

Bu ve daha bir çok nedenlerden dolayı benim askerliğe ne sevgim kaldı ne de askere saygım, güvenim kaldı.

Zİyaretçİ Sayısı