Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Mevlana ve Sezai Karakoç Cinneti

Peşinen söyleyeyim, son derece vatansever biriyim. Ordumuza ve ordu mensuplarımıza saygım sonsuzdur.

Olay 1,5 sene önce Eğirdir Dağ Komando Okulu'nda geçmiştir. Burası son derece ağır şartlarda eğitim yapılan bir yerdir. Komando asteğmen olmak üzere tüm samimiyetimle gönüllü olarak gitmiştim. Akşamları eğitimin verdiği yorgunluktan aşağı katta gazinoya gidip TV seyretmeye bile mecalimiz olmazdı.

3 aylık eğitimin ilk ayında arkadaşım bana Mevlana, Sezai Karakoç, ve şimdi hatılamadığım birkaç büyük aliminin yazılarının özetlerinin bulunduğu kalın bir derleme kitap gönderdi. Kitabın "sorumlular" tarafından incelenip içeriye girmesi için tam bir ay bekledim. Sonunda "sakıncası yoktur" ibaresi ekleyip kitabı verdiler. Akşamları yatmadan önce kitabı okuyup sonra yastığın altına koyuyordum. Sabah yatağımı düzeltip eğitime gidiyordum.

Birgün harbiyeden yeni mezun olmuş bir teğmen 60 kişilik takımımızın bulunduğu dersliğe girdi ve en önden en arkada oturduğum yere doğru kitabı suratıma fırlattı. Ayağa kalkıp "komutanım ne oluyor" diye sordum. "Bu kitap ne" dedi. Kitabın üzerindeki "sakıncası yoktur" ibaresini göstermeme rağmen bir dolu hakaret etti. Elime kitabı alıp ön tarafa yanına kadar gittim. "Hiçbir şeye saygın yoksa insanların inançlarına saygın olacak, bu kitabın içerisinde ayetler, hadisler var" dedim. "Bu şekilde fırlatıp atamazsın!" "Buradı medrese değil" dedi. Sınıftan izin almadan çıktım. Arkamdan bağırdı, çağırdı.

Birkaç dakika sonra bölük komutanı yanına çağırıp disiplini bozmaktan hayatımı karartacağını söyleyerek tehditler etti. Ben de kanuni haklarımı sonuna kadar savunacağımı söyledim, çıktım.

Olayın olduğu haftasonu izne çıkmak için bahçede sıraya geçtim. Ancak haftasonu cezalandırıldığımı, dışarı çıkamayacağımı öğrendim. Gerekçe: Dağınıklık ve koğuş düzenini bozmak. Oysa benim yatağım, dolabım inanın en temiz ve düzgün olandı diyebilirim.

Velhasıl kalan 2 aylık eğitimim boyunca her haftasonu aynı gerekçeyle haftasonu iznim iptal edildi. Bu olay gariban bir erin başına gelseydi neler yapardı bilmiyorum.

Anlattığım teğmen eğitim alan asteğmenlere dışarı çıkarken gidebilecekleri bütün "hayat kadınlarının" listesini vermekten de çekinmezdi.

Allah belasını versin.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı