Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Hülya Avşar’ın Bacakları

1999-2001 arasında İzmir Bornova 10. Jandarma Er Eğitim Alayı 7. Bölük’te 79/3 tertip olarak askerliğimi yaptim. Tabii birsürü haksızlığa ve onur kırıcı olaya şahit oldum ve yaşadım. Sadece bir-ikisini anlatayım.

Efendim, bendeniz biraz marangozluktan anlarım. Dolayısıyla bir dönem 7. Bölük’teki marangozluk işlerine baktım. Karargah bölüğünde de bir marangoz arkadaşım vardı. Onunla da irtibat halindeydik, hatta arada bir birlikte çalışırdık, ben ondan yardım da alırdım.

Birgün karargah bölüğündeki bu marangoz arkadaşıma bir iş vermişler ve her nasılsa yaptığı işten pek memnun olmamışlar. Bir karargah astsubayı da çok kızmış ve işi bana tevdi etmiş. Astsubay beni çağırdı ben de gittim. Ben önünde esas duruşta bekler vaziyette kendisini dinlerken astsubay bu arkadaşa bir sürü küfür etti. Ana, bacı, vs. hiçbir şey bırakmıyordu.

Sonra benden arkadaşa ettiği küfrü onaylamamı istedi: “Orospu çocuğu ulan bu, değil mi?” Ben de sessiz kaldım tabii. Onu onaylayan bir söz söylemediğim için tekrar bana, “ne diyorsun, bu çocuk orospu çocuğu mu değil mi, hiç sesin çıkmıyor?!” diye baskı yaptı. Ben yine ses çıkarmadım. Bu arada başka birileri geldi de ben kurtuldum.

Yaşadığım bir başka olayı daha anlatayım:

Bölüğümüzdeki bir uzman çavuş birgün beni çağırdı ve “hey marangoz, bana bir soğan tahtası yap!” dedi. Ben de “emredersiniz komutanım” dedim. Uzman, “ama güzel bir şey olsun, resimli-seksi olsun ha!” dedi. Yanında bulunan öteki uzman da “Şöyle Hülya Avşar’ın seksi götünü, bacaklarını falan yap üzerine, bir de güzel çiz!” dedi ve devam etti: “Marangoz! Hülya’nın bacaklarını çizerken sakın şehvetlenip tahtanın üzerine otuzbir çekme ha! O tahtanın üstünde yengen soğan doğrayacak, berbat etme!'

Tabii ben utandım, yüzüm kızardı. Halimi görünce uzmanlardan biri, “aaa, ne kadar da utangaç bir askermiş be!” dedi. Gülüp dalga geçtiler benimle.

Maksadım bu anlayışsızlığın düzeltilmesidir, yoksa TSK’yı karalamak değil. Zaten asıl bu hareketler TSK’nın itibarına zarar veriyor.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı