2005-2006 yılları arasında Düzce'de Jandarma Karakolu'nda askerlik yaptım ve orda anladım askerliğin mantığının nasıl değiştiğini, kimlerin ne amaçla bu vatana nasıl hizmet ettiğini.
Birgün, gece saat 00:00 ve 01:00 arası herkes koğuşta yatarken koğuşa bir telefon geldi. Rütbelilerden biri telefon açmış, "aşçı benim evime gelsin, çabuk" demiş. Ben de aşçıyı kaldırıp gönderdim. Tekrar geldiğinde acayip sinirliydi. Rütbeli eve kız arkadaşlarını çağırmış, aşçıya meze hazırlatmış, rakı masası kurdurmuştu.
Sadece bu da değil, bunun gibi daha birçok olay: haksız yere dayak yemeler, Allah-Kitap küfür etmeler, egolarını tatmin etmek için askeri devamlı ezmeler... Bunlar onların gerçekten ne kadar aciz olduğunu gösteriyordu; çünkü biz askere canımızı vermek için, vatan sağolsun demek için gidiyorduk.
Sorun değil; her şey vatan için yapılır. Ama bize bunu yapan kendi komutanlarımızdı. Tabi ki hepsi bir değil; ama yapanlar yapmayanlar kadar. İnşallah bu sistem değişir de askere giden askerde olan ya da gidecek olan kardeşlerimiz geçmişteki yaşanan sıkıntıları görmezler.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker