Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Hastalığını Söyle Döverek İyileştireyim

1984-1986 arasında Kütahya ve Bandırma'da yaptım askerliğimi.

Yazacak birçok şey var ama kısa kısa değinmek en iyisi sanırım:

-Henüz yeni dökülmüş sıcak asfaltın üzerine bir bölük asker yatırıldı ve süründürüldü. Ertesi sabah temiz kıyafetle içtimaya çıkılması emredildi. Ne mümkün…

-Küfrün bini bir paraydı. Copla insanın yüzüne vurulur mu? Ama vuruldu.

-Vizite çıkan askerlerin arasında herkesin değişik hastalıkları vardı. Tabip yüzbaşı birine sordu: “Nerenden şikayetçisin?” “Nasırlarım azdı komutanım, çok ağrıyor.” “Ha öyle mi? Burası mı ağrıyan ayak parmağın?” Adam o esnada askerin parmağına basıyor potini ile.

“Senin neren ağrıyor evladım?” “Midem komutanım, akşamdan beri uyutmadı beni.” “Demek öyle…” Mideye bir yumruk, “hala ağrıyor mu lan?” “Yok komutanım.” Ağrıyor dese yine dayak.

Diğer bekleyenlere sordu: “Sizin nereniz ağrıyor lan!” Dövülme korkusundan askerler: “Bir yerimiz ağrımıyor komutanım.” “Ulan s…min çocukları, hasta değilseniz ne b.k yemeye geldiniz?” Sonra bir girişti ki o ana kuzularına, sormayın.

- Askerlik yapmadık ama ev boyadık, ev taşıdık, alışverişlerini yaptık, çocuklarına ve hayvanlarına baktık, çocuklarına dershane öğretmeni olduk, ütülerini yaptık, çamaşırlarını yıkadık, rakılarını doldurduk, meyvelerini soyduk. Kadınlar neden subay-astsubaylarla evlenmek ister hiç düşündünüz mü? Bunlarla evlenen kadınların çoğu bu yukarıda saydıklarımı yapmazlar da ondan.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı