Siteyi inceledim. Askerlik yapmayanlar "bu kadar da olmaz" diyebilir. Çünkü ben de otuz yaşıma kadar her dinlediğimde aynı şeyleri söyledim. Ama şimdi bana pek tuhaf gelmiyor artık
Şırnak'ta, Irak sınırının sıfır noktasında, oniki ay jandarma tank şoförü olarak askerlik yaptım. Yemek ihtiyacımızı kumanyalarla karşılıyorduk, sağolsun devlet türlü türlü kumanyalar gönderiyordu. Ama askerlere hep barbunya pilaki, fasulye pilaki, ve barbunya veriliyordu. Bunları yemekten kokusuna bile tahammül edemez olmuştum. Birgün rütbeli banyosuna termosifonu tamir etmeye gittiğimde gözlerime inanamadım: uskumru, ton balığı, kavurma, tas kebabı koli koli dizilmiş. Hemen tank komutanına, "içerideki kumanyalar bize hiç verilmiyor" dedim. Aldığım cevap "onları biz yiyoruz" oldu.
Sanki orada her an çatışmaya girebilecek bir asker değil de çatışmada esir düşmüş terörist gibi hissettim.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker