Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Dayaktan Kurtulmanın Bedeli

2001 Ağustos, yer Yenifoça / İzmir.

Tabiri caizse ortalık yanıyor. Su yok, rüzgar yok. Acemi birliğinin ilk anları-saatleri nizamiyeden girdik ve yarış başladı. Şu tarafa bu tarafa al şunu ver bunu derken 1-2 saatlik koşturmacayla ilk toplanma alanına geldik. Usta askerlerden birkaçı kamuflaj giyim vs. anlatıyor da anlatıyor ama karşısındakiler acemi asker değil sanki sağırlar sürüsüymüş gibi kendini yırtasıya bağırıyor.

Elbise giyimi gösterildikten sonra kayıt sırası geliyor. (hani parmaklara mürekkep sürülerek parmak basma olayı vs.) Bu sefer cahil olan da var olmayan da ama kayıt sırasından geçerken tokadı tekmeyi yemeyen yok. Usta askerler zamanında kendileri üzerinde uygulanan baskı ve şiddeti aynen yeni gelen acemi askerlere uyguluyorlar.


Şöyle böyle derken saat oldu 22.00-23.00 sıraları sıra bana geldi gelecek baktım benden önceki arkadaşlardan nerdeyse tekme tokat yemeyen yok. Dedik, hazır ol geliyor tekme. Sıra bana gelmeden çözmüşüm olayı on parmak mürekkeplenecek imzalar atılacak... Sıra gelince o telaşla 5 saniyede işlemleri bitirdim. İşlem başındaki usta asker ve rütbeli personel kafasını kaldırdı. Tekme tokat yemeden işimizi hallettik derken sen ne ayaksın, ne iş yapıyordun, dedi sivilde. Sonra da sıra bitsin dolaş gel dedi.

Dedim heralde yedik ayvayı ama oturttular beni de kayıt masasına, devam et dediler. Saatler saatleri kovaladı oldu sana sabaha karşı 05.00-05.30 civarı, işlemler bitti. Koğuşa girdim ayakta duracak hal kalmamış botlarımı çıkarttım kamuflajımı tam çıkarttım (saat: 06.00) o da ne çavuş validesi vefat etmiş eşşek gibi bağırıyor.

koooooooooouuuuuşşşşşş kaaaaalllllllkkkkkk !!!

koooooooooouuuuuşşşşşş kaaaaalllllllkkkkkk !!!

koooooooooouuuuuşşşşşş kaaaaalllllllkkkkkk !!!

kalkııınnnn kalkııınnnn kalkııınnnn!

Ama ben ben... ben daha yatmadım ki...
Çavuş arkadaşın tek lafı vardı: "Bana ne uleennn .. git giy üstünü!" Kendi kendime bu askerlik bitmez dedim.

Acemi birliği 90 gün sürdü. Yağmursuz,susuz. Kola ile traş olduğuma inanmayabilirsiniz ama Allah biliyor ya yeter bana, suratım tarla gibi olmuştu. Usta birliğine gideceğimiz yerler açıklanırken tabur i̇çtima alanında beklediğimiz zamanı hiç unutmam. Tunceli̇ dendiğinde zaten çöktüm dizimin üstüne.

Ayağa kalktığımda tarih 20 Şubat 2003'tü.

anonim, www.bildirgec.org sitesinden alıntı

Zİyaretçİ Sayısı