Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Askerdeki Usulsüz İşler

2000 yılında meslegim gereği Diyarbakır, Mardin ve Siirt`teki tüm karakolları gezerek vatani görevimi yerine getirdim.

Gördüğüm bütün olumsuz tavır ve hareketleri bildirebileceğim en üst makama bildirmeye gayret ettim. Bölük kantinini kendi ticari işyeri gibi kullananı da gördüm, askerin hizmetine tahsis edilmiş kontörlü telefondan kazanç sağlayanını da... Üstüme düşen görev, gördüğüm yanlışı bildirmekti ve ben de bildirdim. Hakkında şikayet dilekçesi verdiğim tüm kişilerin de cezasını gördüğünü biliyorum.

Sizce tek yanlış yapan rütbeli kesim mi? Kantinde, çay ocaklarında çalışan askerlerin, er ve erbaş dinlenme-eğlence birimlerinde görevli askerlerin de fırsat buldukça kendilerine kazanç sağladıklarına tanık oldum.

Yazıcı askerlerin, izin belgeleri, terhis evrakları tanzimi, izin dönüş işlemleri, mahkeme öncesi önsavunma hazırlığı, nöbet yeri çizelgeleri ve daha birçok evraktan rüşvet aldıklarına tanık oldum.

Hamam sorumlusu askerin, gusül abdesti alacak askerden rüşvet aldığını gördüm.
 Mutfak personelinin depolardan yiyecek, içecek çaldığını gördüm. Astsubayın, korucu başına mermi sattığını gördüm. Terhis ve izne gidecek askerleri otobüs terminallerine götürmekle görevli korucu başının askerlerden rüşvet aldığını gördüm. Görevli olduğu birim adına alışveriş ve yakıt ikmali yapmakla görevli personelin ihale kime kalırsa kalsın kazanç sağlayabildiğini gördüm. 60 dönüm araziye hint keneviri ekimini görmezden gelmesi karşılığında rüşvet alan karakol komutanı gördüm.

Anlatmakla bitmeyecek kadar çok yanlış gördüm; ama gördüğüm yanlışların hiçbirinde sessiz kalmadım. Gücümün yettiğince bir şeyler yaptım.

Deveye sormuşlar: "Boynun neden eğri?". "Bizim neremiz doğru ki," diye cevap vermiş. Suça sessiz kalan suçu işleyenden farksızdır.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı