Adı aklımda kalmış, Abdullah Başçavuş.
Tatvan'da 2009 yılı Tugay Karargah Bölüğü'nde (başıma gelmedi ama gelse de böyle olacağını sanmam)
savaş esiri bile olsam, düşman askeri bana bu kadar öfke ve kinle bakıp öyle davranmazdı... Sanki yedi sülalesini öldürmüşüm Abdullah Başçavuşun.
Kurmay Albay'ın Sibirya cinsi kurdu var. Kurt nöbet kulesinde UFO cinsi ısıtıcısıyla sabaha kadar kalıyor, ben gece 1-3 nöbetini eksi 20-25 derecede kule dışında tutuyorum. Kurmay Başkanı'nın köpeği kadar bile, askerin kıymeti yok.
Askerlerin kendi aralarındaki ifade şekliyle "Kurmay Başkanı'na takla atmak için", Uzman Çavuş bu kurdu eğitmiş ve ön ayaklarını kaldırmayı öğretmiş. Kurmay Başkanı da bunu görünce bir aferin havası vermiş.
Uzman çavuşa "Komutanım tebrikler" dediğimde bana verdiği cevap insan olmaktan beni utandırdı. Dedi ki: "Ah keşke o köpeğin yerinde ben olsam bu tugayda benden iyisi olmazdı."
Maalesef TSK'da asker olmak böyle bir şey.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker