2009'da, Afyon'da kısa dönem jandarma olarak askerlik yaptım.
Burda böyle şeyler yazılmaya başlanmasına, TV kanallarında cesaret edemeseler de, internette yayımlanmasına o kadar sevindim ki... Öncelikle benden 156 günümü alan her kimse, sorumlusu her kimse hakkımı helal etmiyorum. Askerden geldiğim ilk zamanlar, aklıma geldikçe ağza alınmayacak küfürler eder olmuştum. Uzun dönem askerlik yapanları düşünüp şükredip susmaya çalışıyordum; ama olmuyor.
Ne anlatayım ki, hangi birinden bahsedeyim. Ben 20 yaşındaki bir adama çay götürmek zorunda mıyım? Peygamber ocağı böyle miydi? Allah Allah diyen ordu nerede? Vatani görev hergün rütbeli tuvaletini temizleyip, evini taşımak, faturalarını ödeyip, çocuklarını okuldan alıp okula bırakmak mı?
Özellikle "nitelikli askerden daha uzun süre faydalanmamız lazım" sözünü duyunca çıldırdım.
164 kişiydik kısa dönem askerde. Bunların hemen hepsi tuvalet temizleyip, garsonluk, amelelik yaptılar. "Nasıl faydalanacaksın, açıklar mısın" diyen yok mu?
Benim anlamadığım büyüklerimiz askerlik yapmadılar mı, neden hala "vay paşam vay komutanım" diyorlar? Askerlikteki haksızlıkları, mantıksızlıkları, rütbeli eziyetlerini görmediler mi? Neden hala "aman paşam vay paşam" diyor, hesap sormuyorlar.
Herkesten hesap sorulabilmeli. Kimsenin evladı gidip sosyal tesis adı altında paşanın eşine dostuna içki servisi yapmak zorunda değil. Kimse rütbelinin evini boyayıp, taşımak zorunda değil. Ne diyebilirim ki ey rütbeliler size! Ne diyeyim bilmiyorum. Düzgününü görmedim desem yeridir.
Bu kadar konuştum bir tane de somut örnek vereyim.
Define kazısına gidilmişti. Müze müdürlüğünden askerlere dağıtılmak üzere verilen 1000 TL paranın (bir nevi yevmiye) rütbeli dört asker tarafından paylaşıldığına şahit oldum. Çıkmaz mı zannediyorlar bunların acısı?
Hayırlısı...
İsimsiz, bize ulaşan eski asker