329. kısa dönem olarak Edirne'nin Enez ilçesinde Yunan sınırında askerlik görevimi yerine getirdim. Ne görevdi ama!
Günde 8 saat nöbet tuttuk ve yaya olarak 10 km'yi geçen yollar yürüdük. Vatan için dedik, yaptık. Sonuçta peygamber ocağı...
Birgün arkadaşla 9-13 nöbetinden geliyoruz. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor ve biz yürüyoruz. Bu arada her gün temizlenen 2 tane kamyon koç gibi yatıyor karakolda. Neyse, karakola bir geldik gördük ki bizim koğuşun üstünü açmışlar yağmurda. Çatıyı değiştiriyorlarmış. Yataklara inanın balık koysanız yüzer.
Direk komutanın yanına gittim, selamımı verdim, durumu sordum. Bana (buraya dikkat) Kara Kuvvetleri'nin her yıl belirli bir bütçesinin olduğunu ve bunu harcamak zorunda olduklarını, harcayamazlarsa seneye bu bütçeyi alamayacaklarını, o yüzden parayı harcamak için yağmurda kış günü koğuşun çatısını yaptırdıklarını söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm. İnanın 17 lirayla bir ay geçinen askerler var. Gidin onlara verin bu parayı. Bu kadar aklınız yok mu?
Hani subaylığa alırken mükemmel insanlar seçiyorsunuz ya? O mükemmel insanların buna aklı basmıyor mu?
İsimsiz, bize ulaşan eski asker