Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Uyuşturmadan Dikişlerimi Açtılar

1996-1997 yıllarında Ankara Beytepe Okullar Komutanlığı inşaatında asker olarak çalışıyorduk. İstihkam karakolunun arkasında özel yapılmış bir kafeste yanlış hatırlamıyorsam 4 adet köpek köpek vardı. Tabur komutanının arkadaşına ait bu köpeklere iki asker devamlı bakarlardı, biri gece, biri gündüz. Köpeklerin, sıcağın altında akşama kadar inşaatta çalışan askerlere saldırdıkları oluyordu. Bir defasında bir askerin ısırılmak üzereyken tekme attığına şahit oldum; ama asker o tekmenin hesabını dayakla ödedi.

Bir de 1997 yılında Ankara Hava Hastanesi'nde yaşananlar var, onu hiç unutamıyorum. Hastanede yatan askerlere odaları paspas ettirilirdi. Temiz olmadığında hasta askerlere dayak atılırdı. Ameliyattatan çıktıktan 5 gün sonraydı. Rütbesi yüzbaşı olan bir doktordan "hala ne yatıyorsun" diye tokat yemiştim. Daha sonra ameliyat yaram enfeksiyon kapmıştı.

Yapılan tedavi dehşetti. Aklıma geldikçe uykularım kaçıyor. Dört asker çağırdılar, kollarımı ve bacaklarımı tuttular ve bir pansuman odasında dikişleri açıp ameliyat yerindeki enfeksiyonu uyuşturmadan temizlemeye çalıştılar. Acıdan bayıldığımı hatırlıyorum.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı