Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Asker Olduk Adam Olamadık

Öncelikle Askerler Anlatıyor blogu için size teşekkür ederim...

Ben vatani görevimi 2003 yılında Tekirdağ Saray ilçesinde 293. kısa dönem olarak yaptım.

Askere gitmeyi küçüklüğümden bu yana isteyerek ve hissederek arzuladım. Üniversite eğitimimden dolayı askerliği burada yazan diğer kardeşlerimizden biraz daha geç, yani 26 yaşımda tamamladım. Kusura bakmasınlar. Askere canı gönülden gittim. Zaten ben daha önce lise ve üniversite hayatımda yurtlarda kaldığım için zor gelmeyeceğini düşünmüştüm. Öyle de oldu. Fakat unutamadığım bir konu hala beni hep rahatsız eder.

Acemi birliğine teslim olan asker yemin töreninde ilk konuşmayı diğer askerler adına yapar (bizi yetiştiren emek veren komutanlarımıza teşekkür ederim vs.) ve ailesine diğer asker aileleri adına birer hediye verilir. Çok düzgün konuşan, hareketleri vs. mükemmel olan bir kardeşimiz birinci geldi. Tam 28 gün boyunca konuşma yapacak olmanın ve ailesinin de onore edilecek olmasının heyecanıyla yaşadı. Biz de kendisine takılır şakalaşırdık.

Yemin töreni günü geldi, fakat birinci gelen arkadaşımız konuşma için kürsüye çıkmadı, çıkartmadılar. Onun yerine bir başka arkadaşımız çıktı. Kendisi Galatasaray takımı voleybol oyuncusu. Sebep de şu: Arkadaşımızın annesi başörtülüymüş. Konuşma yapan arkadaşımızın ailesi ise ( kötülemek için söylemiyorum ) sosyete görünüşlü bir aileydi.

Sonuçta voleybol oyuncusu olan arkadaşımız sanki birinci gelmiş gibi çıktı konuştu, ailesi de onore edildi, hediyeler verildi. Ailesi de sanki gerçekten evlatları birinci gelmiş gibi rollerini çok iyi oynadılar.

O gün hava çok soğuktu ve yerler karla kaplı idi (Trakya soğugu işte, Ocak ayı). Bizi 6 saat ayakta diktiler. Zaman zaman rahatta idik; ama genelde hazıroldaydık. Havanın soğukluğuna bir de bu olay eklendi. Morallerimiz çok kötü olmuştu. Sonuçta çok sevilen ve hak eden bir kardeşimizin hakkı yenilmişti ve biz ses bile çıkaramamıştık. Askerlerimizden ikisi savcı birisi de polis komiseri idi, bu açıdan da düşünebilirsiniz. Hepimiz içimizden küfür ettik.

Başörtülü anne, hakkınızı helal ediniz! O gün hakkınızı yediler, ben ve arkadaşlarımız engel olamadık. O gün usta asker olduk ama hiçbirimiz adam gibi adam olamadık.

Yıllardır ilk kez anlattım bir nebze olsun içim rahatladı.

Etka Solak, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı