1995 yılı, Ağustos ayı.
Diyarbakır Kulp yine hareketli, santral harekat merkezi olmuş. General dahil hepimiz ufacık bir odadayız. Mum gibi ayakta dikiliyorum, telsizi dinliyoruz. Sabaha karşı sıcak temas başladı ve birkaç gün içersinde Sason-Kulp arasındaki dere yatağında yüz civarında PKK'lı etkisiz hale getirildi. Sevinçli ve gururluyuz. Şehitlerimize de içimiz ağlıyor.
Kış geldi, bahar geliyor. Alınan duyumlar Kulp'un kuzeyi Şenyayla'nın PKK'lı kaynadığı şeklinde. Operasyon birlikleri geldi. Onbin asker geldi civardan. Ama nereye? Güneye Silvan civarına...
Bir hafta o birlikleri boş yere gezdirdiler arazide. Ne çatışma oldu ne ele geçen biri. Operasyon giderlerini benim hesaplamam yerinde olmaz sanırım. Takip eden yaz aylarında resmen katliam haberleri alıyorduk.
Murat Sağgöze operasyonları başladı. Kulp komando bölüğüne ait tim kayıp, destek birliklerinin askerleri kayıp... Kaçırılmış askerler var, şehit olmuş askerler var. Haberlere bakıyoruz, operasyon sanki iyi gidiyormuş gibi bahsediliyor, şehitleri söyleyen yok.
Tezkere aldım, köyüme geldim. Sarı Niyazi Dede dedi ki "oğul ne zaman bitecek bu terör?" "Dede" dedim, "devletimizde çok önemli değişim olmadığı sürece bitmez."
İsimsiz, bize ulaşan eski asker