Ben askerliğimin 8 ayını Kuzey Irak'ta yaptım. 1998-2000 arası. Bahar operasyonlarının yapıldığı sıralar. Bulunduğumuz bölgenin adı Kopki Dağı diye geçiyor, 1650 rakımlı bir dağ.
Sonbahara doğru bizim İstanbullu B. Yüzbaşımızın olağan günü, yine zil zurna sarhoş. Gece saat 2:00 suları, çadırımda yatıyorum. Birden ardı ardına 81 mm havanlar atılmaya başlandı. Atış ama ne atış... Üç havanın üçü de aralıksız atış yapıyor. Durumun ciddiyetinin farkına varıp fırladım yataktan, koştum o yöne doğru. Yüzbaşının postası (vallahi bunlar aynen oldu )"sorun yok" dedi. Komutan attırıyormuş. Kendisi havan mevzisindeki kütüğün üstüne oturmuş, elleri iki yana düşmüş, sağ elindede uydu telefonu. Bir an kalktı ve aynen şunları söyledi
-Aloo orda mısın? Karıcığım dinliyon mu, bak dinle! Atın lan, ne varsa atın. Karıcığım, senin için bunlar, doğumgünün kutlu olsun.
Bu olay havan mermileri bitene kadar devam etti.
Ertesi sabah karşımızdaki dağdan görüntü alıyoruz. Komutan elimizdeki UT havanlarından atmamızı istedi. Havancılar akşam hepsini attıklarını söyleyince sesini çıkaramadı.
Olay aslında devam ediyor; ama yeter bu kadar. Uçurtma yaptırıp uçurması, ipi kopunca havancılara emir verip uçurtmanın gittiği koordinatı tespit ettirmesi, uçurtmayı geri almaya çalışması...
Çorumlu Z. Astsubayın depoda yaptığı yolsuzluklar, subayların sahte operasyonlar yaptırıp OHAL konumunu korumaya çalışmaları... Neler neler!
İsimsiz, bize ulaşan eski asker