1984 yılı sonu. Kütahya Hava Er Eğitim Tugayı...
K. Yüzbaşı arkamızdan köpeğini koşturur ve ısırılma korkusu ile daha hızlı koşacağımızı düşünürdü. Koşamayanın üzerine köpeğini saldırtır, sonra ne kadar karate, tekvando tekniği varsa üzerimizde uygulardı.
Bir gece, gündüz yediği dayağın etkisi ile sinir krizi geçiren siyah kuşak karateci ve İstanbul’da karate salonu olan bir arkadaş pencereden kendini atmaya kalkmıştı. Son anda kurtarmıştık. Çocuk sıksa un eder hepsini, ama maalesef sözde komutanlar için "esas duruşta" adam dövmek bir meziyetti adeta.
Bir keresinde yeni asfalt dökülmüş yolda yatırıp süründürmüştü ve sonra gidip elbiselerimizden ziftleri çıkartmaya çalışmıştık ama nafile idi. 20 yaşında ana kuzuları çekti işte bunları...
Usta birliğinde rahat ederiz dedik, ama Bandırma 6. Ana Jet Üssü'nde de maalesef vardı böyle insanlar. Sabah geç kaldı diye bir arkadaşa edilen küfür ve hakaret hala kulaklarımda. İ.Ş. Astsubayın ettiği ağır küfür karşısında dayanamayan çocuk öyle bir yumruk atmıştı ki astsubayın gözü anında balon gibi şişmişti.
Askerlik deyince insanın aklına asla eğitim, savaş teknikleri, atış vs. gelmiyor maalesef... Temizlikçilik, hizmetçilik, komutanın ayakkabı boyası, elbise ütüsü, alışverişi, evinin taşınması, çocukları ve hayvanlarının bakımı, çocuklarına yüksek eğitimli kısa dönem askerler tarafından verilen özel dersler vs. geliyor.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker