Ben usta birliğini Ağrı/Patnos ilçe Jandarma Bölük Komutanlığı'nda 1968/4 olarak yaptım.
Kıdemlı üstçavuş M.Y. tam bir psikopattı. Gaziantep'ten ceza alıp gelmiş. Yazıcı komutanlığını sevmiyordu, karakol komutanlığı istemiş sabıkalı olduğu için vermemişler. Adam tam çıldırmış, yazıcıların ağzını burnunu kırıyor, ana avrat küfür ediyor.
Bana en çok koyan bir olayı nakletmek istiyorum: Devrem Çanakkaleli bir arkadaş vardı, minyon tipli biri. Kulakları az işitiyordu. Bunu komutan da biliyordu. Birgün köylerin birinden ruhsatsız bir mavzer tüfek yazıhaneye geldi. Arkadaş evrakları kaydediyor, kendini işini vermiş. Silah da onun çalıştığı masanın altında duruyordu. Komutan birden arkadaşın ismini söyledi, çağırdı. Arkadaş da hem işine dalmış olduğundan hem de kulağının az işitiyor oluşundan ne istendiğini tam anlamadı, komutanın silahı kendisine vermesini istediğini zannetti. Silahı alıp esas duruşta "emret komutanım" dedi. Komutan çıldırdı: "Ben senden silahı mı istedim anasının a.ına koyduğum, al o silahı ananın a.ına sok" gibi çok ağır küfürler etmeye başladı.
Arkadaş geri geri gelerek kapının iç tarafına silahı bıraktı. Komutan koltuğundan kalktı, kapının ağzında duran arkadaşa başladı tekme tokat vurmaya. Arkadaş hem esas duruşunu bozmuyor; ama komutan vurdukça da geri geri gidiyordu. Sonunda arkadaş duvar dibinde yığıldı kaldı. Doğrusunu söylemek gerekirse ben öldü zannettim. Çok şükür ki ölmemiş.
Bu nasıl insanlık, nasıl bir kin? Bu nasıl bir komutanlıktı anlamadım. Ben diyorum ki zorunlu askerlik kaldırılmalı, orduevleri de kapatılmalı. Ben içime sindiremiyorum. Hem erin babasının verdiği vergilerle orduevlerinde krallar gibi yaşayacaksın hem de kalkıp ere ve babasına; yani tüm millete krallık yapacaksın. İçime sindiremiyorum. Şehit olan askerlerimize yapılan ihmalkarlıklar, hainliklerden ötürü şehit olmalarını kabullenemiyorum. Onun için bu sistem değişmeli. Bütün şehitlerimizin ailelerine sabırlar. Onların sabırları şehit evlâtlarının şefaatine vesile olsun.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker