Ben askerliğimi Diyarbakır'da 2000 yılında yedek subay olarak yaptım. Yedek subayları orduda hiç kimse sevmez. Neyse, birinci hikayem tabur komutanı ve misafirleri hakkında.
Taburda görevli olduğum sürece tabur telefonunu hiç kullanmadım, gazinoda hiç veresiye yemek yemedim; ama buna rağmen her ay maaşımdan belli bir miktar gazino ve telefon parası kesilirdi. (Maaşım 450 milyon,kesilen para 45 milyon idi.) Bir ay maaşımdan 75 milyon kesildi telefon için. Hemen santral astsubayının yanına gidip "insaf et biraz, hiç telefon kullanmadan bu para kesilir mi?" diye sordum. Adam dedi ki: "Devlet tabur komutanına 1000 kontör bedava kullanma hakkı veriyor her ay için; ama tabur komutanının karısı bu kontörleri bir arayışta kullanıyor. Ayda yaklaşık 2 ile 4 milyar lira arası telefon parası geliyor. Biz bunun 1000 kontörlük kısmını devlete fatura ediyoruz, üstünü de taburda görevli düşük rütbeli subaylara".
Gazino ise tamamen komik; çünkü ilçedeki bütün üst düzey devlet memurları (kaymakam, belediye başkanı, emniyet müdürü, vali, hakimler, savcılar ve diğerleri) her haftasonu tabur komutanının misafiri olarak bütün aileleriyle birlikte gazinoda yiyip içerler ve bir kuruş para vermezler. Devlet baba sağolsun! Ama daha sonradan öğrendim ki meğer bu telefon görüşmeleri ve gazino için kesilen paralar aslında devlet tarafından zaten ödeniyormuş. Bizden kesilen paralar ise tabur komutanı ve bu tezgahta görev alan diğer kişiler arasında pay oluyormuş. Yani bir nevi mafyanın haraç alması olayı. Ayrıca bu olayları herkes biliyor. Sizce bu kadar çok kişinin beleş geçindiği bir sistemin, Doğu'daki terörün kim bitmesini ister?
İkinci hikayem ise çıktığımız operasyonlar ile ilgili. Bu operasyonlarda birçok araç kullanırdık. Bazen 30 cip ya da birçok kamyon... Bunlar her zaman aynı petrol istasyonundan mazot alrdı. Birgün araç filo komutanı olarak bu araçları ben mazot almaya götürdüm. İstasyon çalışanı bana ne kadar litre ve kaç paradan olduğunu söyledi ve ona tahsis fişi yazdım. Ama dikkatimi çeken litre fiyatı oldu. Bana söylenen litre fiyatı dışarıda afişte yazandan yüksekti. Bunu satıcıya sorduğumda şaşırdı; çünkü belki de ilk defa ona böyle bir soru sorulmuştu.
Kâğıdı imzalamayacağımı söyledim ve tabura döndüm. Olayı yüzbaşıya anlattım. Yüzbaşı iyi ettiğimi söyleyip olayı araştıracaklarını söyledi ve sizin de belki tahmin ettiğiniz gibi bir daha bana o olaydan sonra bu görev verilmedi. Yani kazık fiyatlar aynen devam!
Daha birçok hikayem var buna benzer, vakti geldikçe paylaşacağım.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker