86/2 tertip olarak Kıbrıs'ta askerlik yaptım.
Tümgeneralin şoförlüğünü yapan uzman çavuş rahatsızlanınca yine komutanın mutfak işlerine yardım eden arkadaşımız komutanın evini arayıp hanımefendi aracılığı ile komutana askerin rahatsızlığını iletti. Komutanın verdiği cevap: "Ne yaparsa yapsın".
İlerleyen günlerde komutanın köpeğinin kulağına ot kaçmış; durum yine hanımefendi aracılığı ile komutana iletildi. Bir de ne görelim: Mesai saatinde komutanın makam aracı bizim kaldığımız gecekondu bozması koğuşun önüne yanaştı. Şok olduk. Acaba Kıbrıs'ta savaş mı çıktı diye. Çıkmadıysa komutanın makam aracı ile ne işi var bizim koğuşun önünde.
Hemen indi araçtan. Yanında veteriner asteğmen. İti aldılar, bizim koğuşta kulağına bakarken köpeğin biraz canı yanınca komutan "bırak" dedi, bastı fırçayı asteğmene. Hemen iti vip minibüse attığımız gibi direk Girne'ye (rahat 40 km) gittik, özel veterinere.
Sadece bu rahatsızlıktan dolayı makam aracı ile veterinere 3-4 defa köpek özel olarak götürüldü. Bu olaydan sonra paşamızın gözündeki kıymetimizi fazlasıyla anladık.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker