Ben Salih Akdeniz. Urfa 20. Mekanize Tugayı'nda 18 ay askerlik yaptım.
Başımızda bir H. Teğmen vardı. Bir arkadaş sabah koşusu yaparken koşunun son elli ya da yüz metresinde depar atarak herkesi geçti. H. Teğmen de iyi koşardı; atışı da iyiymiş; ama işte koşuda geçilmeyi hazmedemedi. Kendisini geçen arkadaşı odasına aldı. İnanılmaz bir dayak, inanılmaz bir işkence...
Derken arkadaşı birkaç gün bizim aramıza çıkarmadılar, bir yerlerde sakladılar. Görüştüğümüzde yüzü hala şişti, gözlerinin altı hem şiş hem de mordu.
Başka bir arkadaş daha vardı, ismi Fevzi Parlak. Yine H. tarafından bir tokatla kulağının zarı patladı. Revire gitti, ilaç falan aldı; ama kulağı duymuyordu.
Başka bir arkadaş ana avrat küfür yedi. Evliymiş, gururuna yediremedi. G3 le kendini karnından vurdu, hastaneye kaldırıldı. Tezkeresine birkaç hafta kalmasına rağmen çürük raporu aldı. Sonradan duyduk Almanya'ya gitmiş. Bunların hepsine en azından bütün bölük şahit.
Salih Akdeniz, bize ulaşan eski asker
