Ben de 24.11.1973 ile 24.7.1975 arasında askerlik yaptım. Acemi birliği İzmir/Narlıdere'deydi.
Askerlik yapmaya Almanya'dan Türkiye'ye gittim. Biz başçavuşa karşı sanki karşımızda ordu komutanı varmış gibi duruyoruz. Söylediği söze kesinlikle "komutanım şöyle de olabilir mi" deme hakkımız yok. En ufak aykırı sözde eşek sudan gelene kadar dayak yiyoruz. Birgün bana "git falanca askeri çağır, arabayı alsın gelsin" dedi. Beş dakika önce o arkadaşı çağırmıştım zaten, dedim ki "komutanım, çağırdım, yolda geliyor". Vay sen misin benim emrime karşı gelen, bir güzel dayak yedim hemen orada; sonra devamında koğuşta... Hani çizgiromanlarda olur ya, birine tokat atarlar, aynen öyle. Benim karın boşluğuma bir tokat attı, gözümün önünde yıldızlar uçuşmaya başladı.
Bana atılan dayak faslı 1974 Ağustos ayına (başçavuşun dağıtımı çıkana) kadar haftada iki-üç devam etti. Dağıtımdan sonra bu dayağın sebebi belli oldu. Babam Almanya'da olduğu için benim askerlik harçlığı Almanya'dan geliyordu. Param bankaya geldiği için parayı askeri postacı alamıyordu. Mesai saatinde ben bankaya gidip kendi paramı alıyordum. Meğer bu başçavuş askere gelen paranın bir kısmına geçici de olsa alıkoyarmış. Benim parama elkoyamadığı için beni haftada iki-üç dövermiş.
Ben bunu öğrendim; ama sekiz aylık dayaktan sonra.
İsimsiz, bize Almanya'dan ulaşan eski asker