Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Askerin Onuru Olmaz

Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Kışlada ani müdahale mangasında bazı astsubaylarla birlikte sırayla nöbet tutuyorduk. Yıl 2003.

Mangamıza sivil hayatta masörlük yapan Ankaralı bir asker katıldı. Nöbet tutan subay ve astsubaylar arasında kıdemli astsubay bir çavuş, her nöbet sırası geldiğinde o çocuğu çağırır, kendisine bir güzel masaj yaptırdıktan sonra, hakaret ve küfür eşliğinde askeri komaya sokacak kadar dayak atardı. Bu olay sürekli tekrarlanmasına rağmen çocuk içini saran korku sebebiyle ne bölük komutanına şikayette bulunuyordu ne de ailesine anlatabilecek gücü kendinde buluyordu.

Bu dayakçı astsubay başka birimde nöbetçi iken nöbet kulübesinde nöbet tutan başka bir askeri feci bir şekilde dövmüş. Bunun üzerine tarafımdan tutanak tutulup nöbetçi amire sunulmasına ve ertesi gün bu tutanağın birlik komutanının önüne gitmesine rağmen herhangi bir işlem gerçekleştirilmedi.

Aileleri tarafından elleri kınalı ve davul zurna eşliğinde asker ocağına gönderilen çocuklar subay ve astsubayların ayak işlerine koşturulan hizmetçiler gibi kullanılmaktadırlar. Üstelik bu büyük bir kandırmacayla yıllarca vatani görev olarak sunuldu. Kışlaya girip de onuru kırılmayan ve hakarete uğramayan asker yoktur. Bu bilinçli olarak yapılır; çünkü onuru alınmamış bir askerin yapılanlara tahammül etmesi imkansızdır. Ya onurundan olacak ya da üstlerine sıkacaktır.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı