Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Babamın Paşa Tanıdığından Torpilliydim

Bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan askerlerin yaşadıklarını okuduktan sonra, benim yazıyor olmam belki insanları kızdırabilir; ama ben de torpilli biri olarak yazayım. Şahit olduklarımı anlatayım.

Kısa dönem olarak İstanbul Küçükyalı'da askerlik yaptım. Ayıptır söylemesi ama babamın paşa tanıdığından torpilliydim. Orada askerlik yapan kısa dönemlerin neredeyse tamamının olduğu gibi. Bunun yalan olduğunu söyleyenin alnını karışlarım. Albay çocuklarından paşa yeğenlerine herkes oradaydı.

Biz teslim olduktan 8-10 gün sonra bir eleman daha çıkıp gelmişti. Meğer onun torpili en yukarıdanmış. Dönemin genelkurmay başkanının yeğeninin yeğeniydi. Yani TSK'nın bir numaralı adamı bizim tertibin yengesinin dayısıydı

Paşa emir subayına, "rahat bir yere gönderin" diye emir vermiş. Emir subayı da bizim tertibi İzmir'e denizci yollamış. Bilen bilir, orası da kısa dönemlerin torpilli yerlerinden biridir. Teslim olduktan 1 hafta sonra, paşa (yani genelkurmay başkanı) telefonda yeğeniyle konuşurken, bizim tertibi sormuş. O da "İzmir'de, rahatı yerinde" demiş. Paşa, emir subayını çağırıp kızmış, "ne işi var denizcide, çabuk karacıya aldır" demiş. İşte bizim tertip de, bu emir üzerine, daha yemin etmeden eline bir yazı verilip, İstanbul'a bizim kışlaya yollanmıştı. Askerlikte yemin etmeden kışladan çıkılmaz falan derler. O da paşanın emrine kadar tabi.

Benim eleştirdiğim bizim tertip değil, sistem. Yoksa tertip iyi bir insandı. Sistem bu torpillere yıllardık açık.

Kışladaki kimi arkadaşlar da torpille değil, askerlik şubesinde birilerine para vererek geldiklerini söylemişlerdi. Bu konuda ben onların yalancısıyım. Onlardan bir tanesi asker sonrası belediye başkanı oldu. Şimdi rüşvetten içeride.

Dönemin EDOK [Eğitim ve Doktrin] komutanının yeğeni de bizimleydi. Paşa, yeğenini ziyaret edecek diye kışla pırıl pırıl yapılmıştı. Aynı çocuk yemin sonrası ilk haftasonu evci çıkmayı başarmıştı. "Yeğenin yeğeni" ise 2. haftasonu evci çıkmaya başlamıştı.

Ben rahat bir askerlik yaparken, benle aynı dönem giden yakın bir arkadaşım, sırf kısa dönem diye kantinden kola bile alamadığını anlatmıştı. Uzun dönem kantinci, kışlaya ilk defa gelen kısa dönemlere satış yapmıyormuş. Kötü olan sadece rütbeliler değil yani. Sistem kötü.

Eline kuvvet verdiğiniz insanı kontrol edemezseniz, bir insanın kötü davranması muhtemeldir. Kötülük insanın doğasında az ya da çok vardır. (Bu konuda meraklısı 'das Experiment' filmini seyredebilir').

Zor askerlik yapanlara geçmiş olsun diyorum. Amacım kimseyi kızdırmak değil. Maalesef durum bu.
İnternet devrimi sayesinde bu yanlışlar ortaya çıkacak ve bizim de denetlenebilir, insan haklarına saygılı bir ordumuz olacak.

Çözüm zorunlu askerliğin kaldırılması.

İsimsiz, bize ulaşan "torpilli" asker

Zİyaretçİ Sayısı