Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

İşte Hayaller Böyle Çalınıyor

Ege’nin miniminnacık bir kasabasındaki bir jandarma karakolunda askerliğimi yaptım.

Kendimi bildiğim günden bu yana, dindar bir ailenin çocuğu olduğum için gerçekleşmesi imkansız olsa da "büyüyünce asker-pilot olmak" gibi çalınmış bir hayalim vardı.

Bunun ne derece imkansız olduğunu görmemi sağlayan, görev yaptığım yerdeki karakol komutanının harici hard diskindeki "güvenlik soruşturmaları" klasöründen bahsetmek istiyorum. Kasaba halkından bir çocuk polis yahut asker olmak isterse, prosedür gereği bir de "güvenlik soruşturulması" yapılır. Bu görev de kasabadaki jandarma karakoluna düşer. Polislik için olan güvenlik soruşturması raporu özet bir şekilde “filanca şahsın milli, manevi, ailevi vs. yönlerden polislik görevini yapmasına engel olacak bir yönü görülmemiştir” şeklindeyken askerlik için olan 50-60 tane sorudan oluşan uzunca bir anket biçimindedir. Askeri liseye gitmek, uzman çavuşluğa başvurmak veya herhangi bir şekilde askeri personel olmak isteyen şahsın ailesi karakoldan bir-iki rütbeli tarafından ziyaret edilir ve bu anket doldurulur. Anketten hatırladığım birkaç soruyu buraya yazayım:


1.Ziyaret ettiğiniz evin hanımı elinizi sıktı mı? Evdeki kadınlar sizinle oturdu mu?
2.Evde heykel-biblo var mı? Duvarlarda asılı tablo, resim var mı?
3.Kütüphanedeki kitapların siyasi/dini/ideolojik yönleri neler?

Hasılı hiçbir erkeğin elini sıkmayan, tesettürlü bir annenin ve evinin duvarlarında binbir çeşit hat, kütüphanesinde her türden dini kitap bulunan bir babanın oğlu olan benim bu güvenlik soruşturmasından geçmem hayal bile edilemezdi. İşte hayal böyle çalınıyor...

Yoksa, kış soğuğunda gece devriyesinde araçta uyukladığı için araçtan indirilip, aracın megafonundan uzman çavuşun "koşsana lan" motivasyonuyla koşturulan askerden; gece devriyesinde araç değişimi için karakola dönen askerlerin araçta alkol aldığı için sızan komutanı uyandıramamaları nedeniyle yarıda kesilen devriyelerinden bir söz açarsak sonu gelmez.

Üstelik biz bu ülkede bu türden soytarılıkları, dengesizlikleri, trajedileri her kurumda yaşamaya alışmışız. Ama aziz milletim de hiç kusura bakmasın. Sivilliğin gölgesinde setrettiğimiz o meşum yanımız, kollektif şuurdan yoksunluğumuz askerlikte öyle bir su yüzüne çıkıyor ki... Sivildeki gönüllü ezilmelerimize her zaman bir bahane bulurken (patron beni taciz ediyor ama en azından maaş veriyor, otobüs şoförü bağırıyor ama en azından işe gidebiliyorum, filanca rüşvet alıyor ama işim görülüyor gibi) askerde 22 yaşındaki uzman çavuşun bizi ezmek için bulduğu bahaneleri beğenmiyoruz...

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı