Yıl 2000, acemi birliği, Manisa/Alaşehir.
Teslim olduk. Topladılar bizleri girişteki bir ufak alana, usta askerin biri sert ses tonu ile otur komutu verdi ve sonra bilgilendirme konuşması yaptı. Devamında bir küçük çanta dağıtıldı. Konuşmayı yapan uzman bizlere bu çantanın içerisinde bizim acemilik eğitimi bitene kadar kullanacağımız ve ihtiyacımız olan her şeyin olduğunu ve fiyatının şimdinin parası ile 35 lira olduğunu söyledi. Malzemeleri satın almanın zorunlu olduğunu, eğitim faaliyetlerinde eksik bir malzememizin olduğu takdirde cezalandırılacağımızı bildirdi.
Dakika bir, gol bir! Kim der ki "ben almam, ihtiyacım yok". Daha ilk komutla zaten bir korku aşılanmış bizlere, o yüzden mecburen aldık. Koğuşlarımıza yerleştikten sonra açalım bakalım dedik, bizlere kakaladıkları çantaların içinde ne var ne yok diye. Ne görelim: en adisinden iğneler, iplikler, dedelerimizin eskiden kullandığı yaprak jiletler ve onun takılacağı çevirmeli bir aparat, tıraş sabunu ve fırçası...
Ben memleketimde hazırlık esnasında en kaliteli traş bıçağını, traş köpüğünü, terzi levazımatını almış ve çantama koymuştum zaten. Daha da can sıkıcı olanı kantinde aynı malzemelerin, hem de kaliteli olanların tamamının 20 liraya satılmasıydı. Kısacası can sıkıcı olan, asker ocağına adım atar atmaz 35'lik bir kazık yememizdi.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker