TSK’da zorunlu ve eşli olarak sıkça sosyal faaliyet adı altında yemekler, geceler, kokteyller, piknikler, altın günleri, çaylar, törenler vs. düzenlenir. Bu sosyal faaliyetlere rütbeli ve kadrolu her personelin katılması zorunludur. Ayrıca dini bayramların birinci gününde önce kışlalarda daha sonra orduevlerinde zorunlu ve eşli bayramlaşma törenleri düzenlenir. Bu gibi sosyal faaliyetler, özellikle de küçük garnizonlarda yapıldığında, her birliğin personel subayı veya astsubayı kapıda elinde listelerle bekler. Gelen personelin yanındaki kendi eşi mi, kıyafeti nasıl, başı açık mı diye kontrol eder. Ayrıca birlik komutanları da aynı kontrolü yaparlar.
Sebep ne olursa olsun bu gibi faaliyetlere mazeretsiz katılmayanların disiplinsizlik ve emre itaatsizlik suçlarından savunmaları alınır ve derhal gerekli cezalar verilir. Tekrarında emre itaatsizlikte ısrardan mahkemeye verilenler de vardır. Yani bu sosyal faaliyetlere katılmamak en büyük suçtur.
Subayın veya astsubayın eşi dini inancından dolayı tesettürlü ise bu tip faaliyetlere başını açmadan katılması mümkün değildir. Aksi halde vay onun başına geleceklere! Bu sıkıntıları yaşayanlar bilir, anlatılamaz. Kimse de gerçek manada anlayamaz.
Bu faaliyetlerin asıl amacı anlaşıldığı üzere personelin içki içip içmediğini ve eşinin kılık kıyafetini kontrol etmektir. Bu tür faaliyetlerde yapılan tespitle personel önce sakıncalı kategorisine alınır ve özel olarak takip edilir. Yukarıda özetlediğim sosyal faaliyetlere eşli olarak katılmadıkları, eşleri çağdaş yani başı açık olmadığı veya içki içmedikleri için 2000’i aşkın personel Silahlı Kuvvetler’den acımasızca, yaka paça atılmışlardır.
İsimsiz, bize ulaşan “bir garip emekli astsubay”