Ben bir öğretmenim ve askerlik yapmadım. Askerlik şubesi kilom nedeniyle askerliğe elverişli olmadığımı söyledi. İki kez boy ve kilomu ölçerek buna karar verdiler. Hepsi toplam 30 saniye sürdü sanıyorum. Yalnız ben bu 30 saniye için oruç ağız 2 hafta her gün sabahtan akşama askerlik şubesi ve hastane arasında mekik dokudum. Yaklaşık 40 vesikalık fotoğraf ve bir top kağıdı olur olmaz herkese onaylattım. Bu olaylar beni daha üretken biri yaptı. Bildiğim küfürler dışında birçok yeni küfür uydurdum. Sonuç olarak içerisinde benim ağzımdan yazılan birkaç cümleyle birlikte askerliğe elverişli değildir raporu aldım.
O zamanlar çok düşündüm itiraz etsem mi diye ama Bitlis'e atanıp öğretmenliğe başladıktan sonra ve askeriyenin iç işlerine biraz vakıf olunca her şeyden soğudum. Evet arkadaşlar Doğu'ya görev yapmaya giden bir öğretmen, öğretmenevine gittiğinde orduevindeki ücretin 5 katını ödüyor. Aynı öğretmen subayla aynı yemeği yediğinde 8 katını ödüyor. Aynı öğretmen tazminatlı subay maaşının yarısı kadar maaş alıyor. Şunu anladım ki ben görevim itibariyle hem vatana hizmet ediyor hem de vergi ödeyerek askerlerin daha iyi şartlarda hizmet almasını sağlıyorum. Bu kadar fedakarlıktan sonra askeriyenin bana daha fazla ihtiyacı olmadığını şimdi anlıyorum...
İsimsiz, bize ulaşan öğretmen