Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Foseptik Çukurunu Besliyorduk

Kütahya Hava Er Eğitim Tugayı, 1999 Marmara Depremi sonrası, 16. bölük, nam-ı diğer "sosyete bölüğü." Paşa torunu, falancanın oğlu, filancanın bir şeyi; etrafta bol bol terlik istirahatli, hatta traş istirahatli tipler. Diğer yanda yemekhaneden çaldığım 4 böreği arkadaşları ile paylaşan ben ve benim gibiler. Ayrımcılığın daniskasının yaşandığı bir yerdi.

İrmik helvasını oradaki sivil usta çok iyi yapardı. Birgün biraz daha istedim o helvadan. "Bas git lan, boşan da semerini ye!" Böyle dedi sorumlu astsubay. Ama birazdan bizi çağıracaksınız, kazanlar dolusu yemeği çöpe dökeceğiz. Umurunda mı ki?

Hava Sınıf Okulları, İzmir, 2000.

Malum olduğu üzere yemekhane temizliğine gidiyoruz akşamları. Dev kazanlarda pişen yemekleri foseptik çukuruna döküyoruz. Saatler sürüyor. 4 kazan var; herbiri 1,5 metre çapında. Her akşam Allahın nimetleri için şükretmesi gereken bizler o yarı suçluluk, yarı ihanet duygusu ile yaptık o işi. Doymak bilmeyen foseptik çukurunu besledik. İsrafın daniskası...

Küfürleri, edepsizlikleri, şımarıklıkları, üst devre densizliklerini sıradan ve insani hatalar olarak görüyorum. Girmiyorum bu konulara. Kabul edilebilir ya da açıklanabilir, ancak üretilenin, tüketenler tarafından bu şekilde hoyratça israf edilmesi benim kanıma dokundu.

Üstelik Marmara Depremi'nden hemen sonra...

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı