Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Psikiyatri Koğuşuna Kapatılanlar

2004 yılında askerlik hizmetinden muaf tutulmak için "gay raporu" almak üzere Haydarpaşa GATA'da bir hafta, onların söylemiyle "misafir" edildim. "İstemeyiz ama verirsen işler daha da kolaylaşır" dedikleri için ilişki anında çekilmiş fotoğraflarımı sunmama rağmen yatırıldım psikiyatri servisine.

Psikiyatr yüzü gördüğüm maksimum yarım saatlik görüşme dışında orada tutulma sebebimi anlayamadım. Bariz bir "gayler koğuşu" oluşturulmuştu. Aramızda gay olmayan zararsız bir arkadaş da vardı. Kişilik bölünmesi olduğu iddiasıyla oradaydı. Asker ocağındaki hayatı yılları aşmıştı; ama hala salıverilmemişti. Hemşireler sadece ona hap getiriyorlardı. Biz hiç bir şekilde medikasyona tabi tutulmadık ama oradan çıktığım gün ayakta durmakta zorlanıyordum. Artık yemeklere mi bir şey kattılar bilemeyeceğim.

Asıl hikaye şimdi geliyor:

Mavi pijamalar içinde, asker kordonu altındaki bahçede oyalanırken bize "çabuk içeri!" dendi. Meğer "tehlikeli" hasta/tutukluların bahçe vakti gelmiş. Kimi intihara kalkıştığı, kimi psikolojik dengesi bozuk olduğu için demir parmaklıklı koğuşta tutulan kişiler salıverildi. Ama zombi gibi dolaştılar ortalıkta ve çok geçmeden tekrar içeri alındılar.

Sonra sonra hikayeleri dolaşmaya başladı. Kimi komutan baskısına dayanamayıp gözleri önünde canına kıyan arkadaşı yüzünden kafayı sıyırmış, kimi zaten zihinsel özürlü olduğu halde zoraki askere alınmış vs. "Duvar iğnesi" denilen çok etkileyici ilaçlar vurulduğundan böyle hayalet gibi dolaşıyorlarmış.

Yan koğuştan biri, bir süre "o" koğuşta tutulduğunu, kriz geçirdiği ve çığlıklar attığı bir gece kendisine "elektro-şok" tedavisi uygulandığını söyledi. "Zıp zıp zıplattılar beni sedyede" dedi.

Bildiğim kadarıyla elektro-şok tedavisi insanlıkdışı kabul ediliyor ve artık yasalara uygun değil. Düşünün, belki de sadece ağır bir depresyon halindesiniz. Buraya kapatıldınız. Sürekli ilaçlarla uyutuluyorsunuz. Belki de gerçekten akli dengesi bozuk insanlar arasında yatırılıyorsunuz. Ve sizi oradan çıkaracak hiç bir otorite yok. Bu kabus değil de nedir?

Benim orada kapalı tutulduğum süre içinde ruh sağlığım bozuldu. "Kurul" denen son karar toplantısında koca koca profesör doktorların aşağılayıcı sorularına ve gülüşmelerine maruz kaldım. Sonunda raporumu aldım. Ama benim aklım hep "o" gizemli koğuşta tutulan zavallı çocuklarda kaldı.

Keşke aralarından biri çıksa da yaşadıklarını burada paylaşsa.

İsimsiz

Zİyaretçİ Sayısı