Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Sakat Kalana Kadar Askere Devam

Rahatsızlığımdan dolayı GATA'ya sevk edilmiştim. Burada tanışmış olduğum bir askerin durumu beni o kadar üzmüştü ki anlatamam.

Henüz 20 yaşında ankilozan spondilit hastasıydı. Ankilozan spondilit hastalarına normalde çürük raporu verilmesi lazım, fakat askerdeki zihniyeti bilirsiniz: Şu an iyi isen problem yok. Kötü olana kadar, sakat kalana kadar askere devam zihniyetiyle yaklaşırlar. Bu hastalıkla yaşayan insanların sadece yürüyüş ve yüzme gibi hafif sporları yapması önerilir, koşmaları bile yasaktır. Uzun süre sabit bir şekilde ayakta kesinlikle duramazlar. Hele de ağır taşımak, silahla nöbet tutmak onlara en zor gelen şeylerdir. Yani insanı tamamen askerliğe elverişsiz kılan bir hastalık. Fakat dediğim gibi o an ayakta isen askerlik yaparsın, ne zaman sakatlanırsın işte o zaman çürük raporu verirler.

Bizim 20 yaşındaki gence geri dönelim. Bu çocuk hastalığı nedeniyle GATA’ya geliyor. Önce bir miktar hava değişimi verip ardından tekrar birliğine gönderiyorlar. Birliğinde bir eğitim esnasında kalça üstü düşüyor ve kalça kemiği kırılıyor. Bu hastalıkta kalça eklemleri iltihaplandığından bir daha kaynaşması ve düzelmesi imkansızdır. Sonuçta 20 yaşında bir genç sakat kalıyor ve ömür boyu koltuk değneklerine mahkum hale geliyor. Devreleri terhis olurken o çürük raporu alarak askerliği tamamlıyor.

İsimsiz

Zİyaretçİ Sayısı