Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Ben Hala Bunalımdayım

Ben askerliğimi 1989/2 devre olarak Ankara Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yaptım.

Askerliğim oraya çıktığında o kadar sevinmişitim ki... Kimsenin göremeyeceği özel insanlarla özel kuvvetlerde askerlik yapacaktım. Anam derdi ki "oğul, asker ocağı peygamber ocağı!" Ama nerde! O kadar eziyetli bir askerlik yaşadım ki saçlarım döküldü.

2009 Ağustas ayında acemi birliğimden özel kuvvetlere teslim olduk. Nizamiyinin önüne geldiğimde bir tane bordo bereli uzman çavuş "alın bunları, soyun, her yerlerine bakın, daha kazılacak çok çukur var" diye bağırıyor ve kahkaha atıyordu. Ben o an duraksadım, fakat çok geçti artık. 2 tane inzibat bizi aldı ve nizamiyeye götürdü. Çantalarımızın içi boşaltıldı ve donumuza kadar soyundurdular. WC'ye sokularak donumuzu da indirdiler.

Bizim yaptığımız askerlik değil, başka bir şeydi. Her sabah 5'te kalkıp özel kuvvetler komutanının geleceği 5 kilometrelik yolu süpürür, üzerindeki ağaçları sulardık. Sonra çapaları verirlerdi elimize... Çapalamaya, ağustos sıcağında hiç ara vermeden sabahtan öğleye kadar devam ederdik. Kimsenin doğrulmasına izin verilmezdi. Doğrulan, dikenli otların içinde süründürülürdü.

Su içmek yasaktı. Bir üsteğmen (sanırım yüzbaşı oldu) o sıcakta damacanaya doldurduğumuz ve binbir zahmetle yanımızda getirdiğimiz suyumuzu ağaçların dibine dökerdi. Susuzluktan artık kendimizden geçiyorduk. Bir başçavuşun çekirdeğini çitlerken beni her 10 dakikada bir çağırıp "ayağımın altına sehpa koy, tv'nin sesini aç, çay getir" diye emirler vermesi hala aklımdan çıkmıyor.

Yediğimiz küfürler, hasta olup bayılan arkadaşlarımıza yapılan muameleler... Sanki esir kampıydı, sanki biz köleydik! Psikolojim o kadar bozuldu ki askerliğim biteli 3 ay olmasına rağmen hala bunalımdayım.

isimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı