Sipil Dağı'nın eteğinde, yani Manisa'da askerlik yaptım.
En garibime giden olaylardan biri astsubay ve uzmanların akşama kadar harıl harıl yanan sobalı odalarından çıkıp: "Ne o, hepiniz titriyosunuz! Asker adam üşümez, bana bakın, ben üşüyor muyum?" demeleriydi... Koğuşlarımızın sıcaklığı bile onların kullandıkları odaların sıcaklığının üçte biri bile olmuyordu.
En garip ve aslında trajikomik olaylardan birisi ise şuydu: Bir yılbaşı akşamı koğuşumuza gelen (tam hatırlamıyorum) bir çavuş veya onbaşının "arkadaşlar, emir geldi, bugün herkes mehmetçik gazinosunda eğlenecek" demesiydi. Eğlenmek için gittik gazinoya: Asker eğlenecek! Bir düdük sesi... Dönüp bakıyoruz, bıyıkları yeni terleyen bir astsubay herkesi yerine oturtuyor: "Arkadaşlar eğlenin dediysek, biraz daha yavaş eğlenin. Sakin sakin eğlenin, bakın birazdan kuruyemişlerinizi de dağıtıcam"
İsimsiz bize ulaşan eski asker